Zo diyenlerle lo diyenler… Ragıp Duran

24 Nisan pis bir milat. Ondan önce de sonra da kaymış dingili bu coğrafyanın. Vahşi ve kanlı bir şekilde. Biz ne zaman başladık bu kadar kötü olmaya?Başlangıcı, cumhursuz Cumhuriyet’e götürenler var. 1915 diyenler de çok. İstanbul ne zaman bozulmaya başladı sorusuna cevaben bir arkadaşım tereddüt etmeden 1453! demişti. Kötülüğün başlangıç tarihini 1071 olarak belirleyenler de

Dino, umut, ütopya

Babamın anıları, sosyoloji dersi gibidir. Yoksulluğun ilişki örüntülerini nasıl şekillendirdiğinin, insanın varlık içinde nasıl yokluk çekebileceğinin kanıtıdır hepsi. Bir dönemin politik tercihlerinin, bir merkezde alınan kararın zincirleme etkisini görürsünüz bu anılarda. Demokrat Parti döneminde Bitlis’e sürgün edilmiş öğretmenlerin, bir çocuğun hayatına nasıl dokunduğunu öğrenirsiniz mesela. Babam iyi bir anlatıcıdır. Çocukluğu, ilk gençliği Bitlis’te geçmiş. Büyürken

Vedat Türkali aramızdan ayrılalı iki yıl oldu

“Kürtler, Ermeniler, Rumlar bu ülkedeki tüm halklar özgür olmadıkça, bu ülkeye demokrasi gelemeyecektir” diyen Abdülkadir Pirhasan’ın yani sanat dünyasındaki adıyla Vedat Türkali’nin ölümünün üzerinden iki yıl geçti. Tekerlekli sandalyesindeyken de yumruğu hep havada olan şiir, senaryo, oyun ve roman yazarı Türkali’nin kısa bir portresini sunuyoruz. Abdülkadir Pirhasan, daha çok bilinen adıyla Vedat Türkali aramızdan ayrılalı

Quo vadis Türkiye - 11: HDP neden 24 Haziran’dan zaferle çıktı?

Kürt kamuoyunun geniş bir kesiminin çoğu zaman haklı olarak ‘ceket koysan (Kürt oylarıyla) seçilecek’ yerlerden aday gösterilip vekil olan, hayatta karşılığı olmayan isimlerin yerine bu sefer Kürt hareketiyle mesafesini saklamayan ama kendi kendini seçtiren, partili olmayan kesimler arasında da heyecan yaratan ve oy getiren bir aday profili ortaya çıktı. Bu noktada Barış Atay’ın, Oya Ersoy’un,