Yeni hükümetin patronların fazlalığının Eda TANIŞ, Barış ÇOBAN Evrensel için alandan uzman kişiler ile değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk “bakanlar listesi”ni açıkladı. Siyasetçiler, bürokratlar ve özel sektörden seçilen sermaye gruplarının temsilcisinin kabineyi doldurması önümüzdeki dönemin eğitimden, sağlığa pek çok kurumu özel sektöre ve piyasaya açılacağını işaret ediyor. 3 sermayedar gösterdikleri alanda bakanlık koltuğuna oturdu. Kabinede ETS Turizm’in sahibi Murat Ersoy Turzim Bakanı, Medipol Üniversitesi’nin mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Koca Sağlık Bakanı, Maya Okulları’nın sahibi Ziya Selçuk ise Milli Eğitim Bakanı oldu. Alanında uzman isimler Evrensel’e önümüzdeki dönemi şöyle özetledi: Tam bir piyasalaşma dönemi.
Eğitim Sen Eğitim Uzmanı Erkan Aydoğanoğlu: Özel okul sahibinin Eğitim Bakanı olarak atanmasını şöyle değerlendirdi: Tek tek kişilere ya da onların mesleklerine bakarak yorum yapmak bizi yanıltabilir. Milli Eğitim Bakanı Özel okul sahibi. Sağlık Bakanı özel hastane sahibi. Ticaret bakanı bir şirketin CEO’su. Çevre Bakanı toplu konutçu. Tamamen devletin piyasayla bütünleştiği, kamu –kamu dediğimiz halk- kavramının anlamını yitirdiğini gösteren bir sistem. Ziya Selçuk’un eğitimci kökenli olması, eğitim camiasında olumlu karşılanmakla birlikte –özel okul sahibi olması bir soru işareti-, bunun hükümetin yeni yönetim sisteminin aynı zamanda özelleştirmeci, kamuyu tamamen piyasaya açan merkezi politikasının dışında değerlendirilemez. Bütün okulların artık özel işletmeler gibi, eski sistemde başlayan sistemin tamamlanacağını söyleyebiliriz. Tam bir piyasalaştırma dönemi. Çünkü artık para yok, buna ihtiyaçları var. Bu aşamada hastaneler artık şehir hastaneleri üzerinden özelleşti. Benzer bir şey okullar için de hayata geçirilecek. Bütün kamu kurumlarının cumhurbaşkanına bağlanması, cumhurbaşkanının bilgisi dışında eğitimde ya da diğer alanlarda herhangi bir değişikliğin yapılabileceğini öngörmüyoruz. Tek tek bireyler değil, sistemin kendisi sıkıntılı. Halka yönetlik hizmetlerin niteliğinin bozulacağını, daha çok paralı hale geleceğini, eğitimde özelleştirmenin, özel okullara yönelimin belirgin biçimde artacağını söylüyorum. Türkiye’de bütün vatandaşlarımız artık yeni sistemle beraber kapitalizmi iliklerine kadar hissedecek. Parası olan kendisini kurtaracak, olmayan da kendisine sunulanla yetinmek zorunda kalacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabinesinde Milli Eğitim Bakanı olarak yer alan Ziya Selçuk’un kurucusu olduğu Özel Maya Okulları, iki yıl önce öğretmenlere verilen kırtasiye yardımını geri istemişti. O dönem Evrensel “Öğretmenlerden kırtasiye yardımlarını geri istediler” haberiyle olayı gündeme getirmişti. Ankara’da bulunan Özel Maya Okulları Oran Kampüsünde, MEB’in öğretmenlere ödenmesini zorunlu tuttuğu “eğitim öğretim destek ödeneği”ni öğretmenlerinin hesabına yatırılmış ancak bu paranın öğretmenler tarafından elden okula geri verilmesi istenmişti. Buna karşı çıkan öğretmenler de işten çıkarılmıştı. O dönem olayı Evrensel’e anlatan Müzik Öğretmeni Ahmet Yeşil, Okulun Kurucu Temsilcisi Levent Okut’un banka hesaplarına yatırılacak kırtasiye yardımının kendilerine geri verilmesini istediğini aktarmıştı. Öğretmenlerin itirazı üzerine ise Okut’un “Parayı geri vermeyenlerin sözleşmesini yenilemeyeceğiz” dediğini belirten Yeşil, 8 ay boyunca öğretmenler üzerinde baskı uygulandığını dile getirdi. Parayı geri vermeyi reddeden Ahmet Yeşil ise işten atılmıştı. Ancak işten atılan öğretmenler okula karşı açtığı mahkemeyi kazandılar.
Medipol Üniversitesi ve Medipol Hastanesi’nin sahibi Fahrettin Koca da yeni Sağlık Bakanı oldu. Sağlığın başına hastane sahibi bir ismin atanmasına ilişkin Evrensel’e değerlendirmelerde bulunan İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu ülkenin şirket olarak yönetilmeye karar verildiğini söyledi.
Çerkezoğlu’nun değerlendirmesi şöyle: Fahrettin Koca tek başına sağlık bakanı olmuş değil sonuçta bu yeni bir sistem ve belli ki şirket olarak ülke yönetmeye karar verilmiş durumda.. Sağlık sektörü özü ve ruhu itibariyle kamusal bir hizmettir ve kamusal hizmetin hastanın sağlığını inceleyen bir yaklaşıma ihtiyacı var. Özel hastane zincir sahiplerinin bir önceliği var ise o da hastanesini kâra geçirmektir. Oysa ülkenin ihtiyacı, özel hastanelerin kâr etmesi ya da kamu hastanelerinin işletmehanelere dönüşmesi değil, verilen sağlık hizmetinin niteliğinin artması, verilen tıp eğitiminin, sağlık eğitiminin niteliğinin artması vatandaşın sağlık hizmetine erişimini kolaylaştırması ve gereksiz tüketimin azaltmasıdır. Oysa şirket anlayışı tüketimi arttırmak odaklıdır. Şuan ki işaret ülkeyi anonim şirket mantığıyla yürütmenin niyetlendiğinin işaretidir.
Patronların kabinede yer almasını “Artık temsili olarak değil, doğrudan sermaye temsilcileri işin başına geçti” şeklinde değerlendiren, Doç. Dr. Hakan Koçak da şunları söyledi:
Sadece tek adam rejimi değil, sermayenin denetimsiz rejimine yol açacak bir kabine bu. Öte yandan işçinin yok sayıldığı, çalışma bakanlığının çalışma kısmının işlevsizleştiği bir kabine aynı zamanda. Bu bir kabineye baktığımızda, işçiler haklarının tamamen ortadan kaldırılmasına karşı mücadeleye hazırlıklı olmalı. Parlamenter demokraside az da olsa emeğin haklarına yönelik düzenlemeler söz konusuydu, emekçilerin Meclis ve bakanlar üzerinde basıncı oluyordu. Şimdiki yapı bu basıncın tamamen ortadan kalktığı bir sermaye yapısı olarak gözüküyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olan Berat Albayrak Hazine ve Maliye Bakanı oldu. Piyasalar hareketlendi dolar yükseldi.
Doç. Dr. Murat Birdal da hem Albayrak’ın yeni görevini hem de piyasalardaki dalgalanmayı Evrensel’e değerlendirdi. Birdal şunları söyledi:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının birleştirilmesine ilişkin Evrensel’e konuşan Feminist aktivist HDP Kadın Meclis Üyesi Gülsen Ülker şöyle dedi:
Bakanlıkların birleştirilmesi ve Çalışma Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının birleştirilmesi 2007’den sonra siyasi iktidarın kendi dünya görüşünde Türkiye’yi dizayn etme sürecinin bir sonucu. Türkiye’de Kadın Statüsü Ve Sorunları Genel Müdürlüğü olarak başlayan ulusal mekanizma oluşturma sürecinin geleceği yer Kadın Bakanlığıydı. Başbakanlığa bağlı, başbakan yardımcısı başkanlığında bir model oluşturulmuştu. Biz bunu kendi taşra teşkilatında olan bakanlık olma süreci olarak bekler, bunun için mücadele ederken önce “Kadınların sorunu kalmamıştır” sözleri üzerinden kadınları statüye bağladılar.
Bugün gelinen noktaya ise faşizm diyoruz. Çalışma Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı ise bir ertime operasyonu. Bu bakanlığın içinde kadınlar iyice unutturulmaya, yok edilmeye çalışılıyor. “Bu konuda ben bir şey yapmayacağım” diyorlar. Kadınların kendi çizdikleri çerçevede rol alması üzerinden cinsiyet tanımlamaları var ve bunu en yüksekten dile getirdiler.
Çalışma sosyal Politikaları ve Aile Bakanlığına getirilen Zehra zümrüt Selçuk’a gelecek olursak, iktidarın çok uzun zamandır kendi kadın örgütlerini kurma yönünde girişimleri oldu. Uzun süredir de KADEM’le çalışıyordu. KADEM doğrudan hükümet kuruluşu gibi davranıyordu. Yaptıkları şeyi şimdi daha görünür kılmışlar. Yeni Bakan Ankara KADEM temsilcisi. İyi eğitim almış, genç bir kadın olabilir, ancak ‘Kadın meselesindeki bakışı ne, oraya ne kadar katkısı olacak?’ bunu söylemek mümkün değil. KADEM üzerinden değerlendirme yapmamızı bekliyorlarsa da KADEM’in bir kadın örgütü olmadığını söyleyebiliriz.
Kabinedeki iki kadın bakandan biri olan Zehra Zümrüt Selçuk, ekonomi alanında eğitim gördü. KADEM Ankara Temsilcisi olan Selçuk eski Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un da kızı.
TÜSİAD, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş ile ilgili bir açıklamada bulundu. Yazılı olarak yapılan açıklamada; “Bugün dünyada güçlü bir ülke olmak, güçlü bir ekonomi olmakla mümkündür. Güçlü bir Türkiye ekonomisi için hukuk devleti ilkeleri, başta Merkez Bankası olmak üzere denetleyici kurulların bağımsızlığı, AB’ye uyum sürecinin hızlanması, çağdaş bir eğitim sistemi, teknoloji temelli ve sürdürülebilir kalkınma politikaları son derece önemlidir. Bu konular başta olmak üzere; ülkemizi ileriye taşıyacak tüm alanlarda yeni yönetime başarılar diliyoruz” ifadelerine yer verildi.
Kaynak: Evrensel
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…