Türkiye, 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana iki yıldır OHAL ile yönetiliyor. OHAL kapsamında yayımlanan KHK’ler ile toplam yüz bini aşkın kişinin ihraç edildiği, açığa alındığı, gazete, televizyon, derneklerin kapatıldığı OHAL rejiminde ülke KHK’ler ile yönetilir hale geldi. Bir gecede işsiz kaldığını öğrenen on binlerce kamu görevlisinden OHAL Komisyonuna başvurmaları istendi. Ancak hangi kriterlerle çalıştığı tam olarak bilinmeyen OHAL Komisyonu, çoğu kişiyi göreve iade etmedi. Komisyonun şeffaf olmadığını gazetemize anlatan Prof. Dr. Yaman Akdeniz, “Kararlar sadece başvurulan kişilere gönderiliyor. Kabul veya ret kararlarının nasıl verildiğini göremiyoruz” dedi. ve komisyonun şeffaf çalışmadığını söyledi.
OHAL’in yarattığı sorunları, ortaya çıkan mağduriyetlerini konuştuğumuz Prof. Dr. Yaman Akdeniz, OHAL Komisyonu ile ilgili KHK’nin oluşturulması ve başvuruların alınmasının uzun sürdüğünü söyledi. Öte yandan daha geçtiğimiz günlerde 18 bin kişinin ihraç edildiğini kaydeden Akdeniz, hukukçular olarak OHAL Komisyonunun performansını dışarıdan değerlendirme şansı bulamadıklarını dile getirdi. Çünkü komisyonun şeffaf bir biçimde çalışmadığını belirten Akdeniz, “Kararlar sadece başvurulan kişilere gönderiliyor. Kabul veya ret kararlarının nasıl verildiğini göremiyoruz” dedi.
Başvurusu reddedilenlerin önünde idari yargı, istinaf, Danıştay, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gibi uzun bir yargı yolu olduğunu anlatan Akdeniz, en son ihraç edilen kişinin AİHM’ye kadar önünde en az 10 yıl olduğunu söyledi. Bunun AYM ve AİHM’ye anlatılmaya çalışıldığını, ancak ikisinin de OHAL Komisyonunu etkili bir hukuk yolu olarak gördüğünü belirten Akdeniz, “Ben bunu doğru bulmuyorum. Bu süreçte insanlar ihraç edilmiş kalıyor. Benzer süreçlerin meydana geldiği Doğu Avrupa ülkelerinde bu gibi işlemlerin daha kısa sürede bitirdiler. Biz de bu tip değerlendirme yok. Piyango çekilir gibi herkes Resmi Gazete karşısında bekliyor. Neden ihraç edildiğinizi bilmiyorsunuz ve bilmeden OHAL Komisyonuna başvuruyorsunuz. Terör örgütleri ile iltisakınız var mı yok mu bilmiyorsunuz. Bağlantınız olmadığını kanıtlamanız lazım ve karşınıza konulan delil de yok. İhraç edildiğiniz kurumdan bunu talep edebilir. Oysa normal şartlarda bir yargılama olduğunda iddianame karşılıklı olarak değerlendiriliyor” dedi.
Ayrıca AYM’nin OHAL KHK’lerini değerlendirmeyerek ertelemiş olduğunu belirten Akdeniz, “OHAL Komisyonuna başvuran kişinin başvurusu reddedilecek, aleyhinde karar kesinleşince başvuru yapabilecek. Ancak ben AYM’nin tutumunun önümüzdeki süreçte farklı olacağını düşünmüyorum” dedi. AİHM’nin de Türkiye’deki tüm iç hukuk yollarının tüketilmesini savunduğunu ifade eden Akdeniz şöyle dedi: “Soru Türkiye’de etkili bir iç hukuk var mı yok mu? AİHM gazetecilerin kararında da bir şey yapmadı ve AYM karar vermeden karar vermeyeceğini söyledi. Oysa Türkiye’de etkili iç hukuk yolu olmadığı için başvuru yapılmıştı.
OHAL 8. sefer uzatılmazsa OHAL kapsamında çıkarılan KHK’lerın akıbetini sorduğumuz Akdeniz, “Normal şartlarda OHAL kararnameleri geçici olması gerekirken, Türkiye 2 yıldır OHAL KHK’lerı ile yönetilir hale geldi. Kış lastiği kullanımına kadar birçok konuda KHK’ler yayımlandı. Sonra bunlar toplu listelerle Meclisten geçirildi. Bunların çoğu kalıcı nitelikte oldu. Aslında bu da sıkıntılar yaratacak. Türkiye’de OHAL bitiyor deniyor fakat artık rejim değişti. Cumhurbaşkanı kararnameler yayımlamaya başladı ve ülke KHK’lerla yönetilir hale geldi. Yani hâlâ olağanüstü bir halde yönetiliyoruz. O kadar çok KHK çıktı ve değişti ki detaylı takip de mümkün değil.”
Kağıt üstünde de olsa bir Anayasa olduğunu hatırlatarak, kararnamelerin Anayasa’ya uyması gerektiğini ifade eden Akdeniz, şöyle konuştu: “Dolayısıyla Anayasa’ya aykırı olduğu düşünülen hükümlerin muhalefet partileri tarafından AYM’ye götürülmesi mümkün. Ne kadar sonuç alınır göreceğiz. Yeni sistemin demokratik olup olmadığı iddiasını önümüzdeki aylarda göreceğiz. Birçok şey hazmedilmesi mümkün olmadan değiştiriliyor. Bu rejim değiştikten sonra temel hak ve özgürlüklere saygılı bir sistem Türkiye’de olacak mı? Ben böyle düşünmüyorum.
OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, OHAL’in ilan edilmesiden yaklaşık 6 ay sonra kuruldu. 23 Ocak 2017 tarihinde kurulması kararlaştırılan komisyon, çalışmalarına ise 22 Mayıs 2017 tarihinde başladı. Komisyon KHK’lerde adı geçen ve başta ihraç edilenler olmak üzere kamu çalışanlarının başvurularını incelemeyi sürdürüyor. İhraç edilenlerin isimleri Resmi Gazete’de yayımlanırken, komisyon kararı ile işlerine iade edilenlerin yalnızca kendilerine bilgi veriliyor. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu geçtiğimiz Haziran ayı açıkladığı verilere göre; kurumlardan intikal eden personel dosyaları, mahkeme dosyaları ve eski başvurularla birlikte toplam 400 bin evrakın tasnif, kayıt ve arşivleme işlemi tamamlandı. OHAL kapsamında yayımlanan KHK’lar ile 107 bin 175’i kamu görevinden ihraç olmak üzere toplam 111 bin 895 tedbir işlemi gerçekleşti.
100 bini aşkın ihraç edilenen kişinin başvurusunu incelemeye devam eden komisyonun açıkladığı karar ve işe iade verileri, kamuoyunun beklentilerini suya düşürdü. Son açıklanan verilere göre 108 bin 905 başvurudan komisyon tarafından verilen toplam karar sayısı 21 bin 500 olarak açıklandı. Dolayısıyla 87 bin 405 kişinin başvurusuna hala yanıt verilmedi. 22 Aralık 2017 tarihinden itibaren karar verme sürecine başlayan komisyonun, 22 Haziran 2018’de açıkladığı son verilere göre; başvurusu bulunan kişilerden KHK ile iade olanlara ilişkin verilen 2 bin ön inceleme kararı, başvuru dosyaları üzerinden verilen 1300’ü kabul, 18 bin 200’ü ret olmak üzere 19 bin 500 inceleme kararı bulunuyor.
Kaynak: Evrensel
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…