Üzüm-Sen üzüm referans fiyatı, üreticilerin sorunları ve çözüm yollarına ilişkin bir basın açıklaması yayınladı.

Açıklamada; “Üzüm üreticilerinin insanca yaşayabilmesi ve üretimlerini devam ettirebilmeleri için en azından kuru üzüm maliyeti olan 7.94 TL nin üzerine %25 kar payı+%10 insanca yaşam payı eklenerek fiyat belirlenmelidir. Bu da 10,70 TL dir.” ifadelerine yer verildi.

Açıklamanın tamamı şöyle:

2018 yılı çekirdeksiz kuru üzüm maliyeti ve referans fiyatımız

Çok yıllık bir bitki olan üzümü üretmek için bağlar tesis edilmeye başladıktan 3-4 yıl sonra ürün vermeye başlar. Üreticiler bağını tesis etmek için harcadığı parayı yıllar içinde ancak amorti edebilir. Bu nedenle hiçbir bağcı “bu yıl üzüm para etmedi, gelecek yıl bir başka ürün ekeyim” diyemez, o yıl ürünü para etse de,etmese de bir umudunu daha sonraki yıllara taşıyarak üretmeye devam etmek zorunda kalır. Şaraplık üzüm üreten üreticiler de, sofralık üzüm çeşitleri yetiştiren üreticiler de gerek üretim aşamasında, gerekse de pazarlama aşamasında benzer sorunlarla uğraşırlar.

Bu yıl iklim değişikliğinin üzüm üretimini olumsuz olarak fazlaca etkiledi. Bütün Ege Bölgesi bağlarında üzüm salkımı doğuşu az olduğu gibi, don, dolu vurgunu gibi hava koşullarıyla da karşılaşıldı. Ayrıca özellikle JES’lerin (Jeotermal Elektrik Santralleri) bulunduğu Salihli, Alaşehir ovalarında üzüm salkımı doğuşu azlığının yanı sıra üreticiler diğer bölgelere nazaran daha fazla bağ hastalıklarıyla da uğraşmak zorunda kaldılar. 2018 yılı çekirdeksiz kuru üzüm rekoltesi en iyimser rakamla 210-220 bin ton civarında olacaktır.

Üreticiler olarak her yıl bir önceki yıla göre daha fazla problemle karşılaşıyoruz. Yaşanan iklimsel değişiklikleri, çevre kirliliğini, ekolojik denge bozukluklarını, bitki ve zararlılarının kullanılan ilaçlara olan bağışıklık artışlarının oranını v.b sorunları önceden ön göremediğimiz gibi o yıl ne kadar ürün alacağımızı da bilememekteyiz. Şirketler ise her yıl hangi ilaç ve gübreyi kaça satacaklarını, ne kadar satacaklarını ve kaç lira kâr edeceklerini planlamakta ve piyasaya sunmakta dövizdeki artışları da hemen fiyatlarına yansıtmaktadırlar. Ancak döviz kurunun yükselip Türk lirasının değer kaybetmesi kuru üzüm ihracatı yapan firmaların ekstra kâr elde etmesini sağlarken üzüm üreticisinin sattığı kuru üzümün fiyatına bu yansımamaktadır.

Dünyanın bir çok ülkesinde üreticilerin bu zorluğunu göz önünde bulunduran hükümetler üretimin sürebilmesi için destekleme alımları yapmakta, üreticilere ürettikleri ürün oranında teşvikler vermektedir. 2017 yılında da sözde üzüm üreticisini piyasadan korumak amacıyla Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanılığı TARİŞ’in depo ve eksperlerini kullanarak TMO’ya kuru üzüm aldırmıştır. Ancak “üreticiyi korumak” amacıyla yapıldığı söylenen bu uygulama üreticinin aleyhine işlemiştir. Çünkü TMO Tariş’in olanaklarıyla aldığı kuru üzümleri dış pazar arama yerine, üreticiden 3.85 TL ye aldığı kuru üzümü hemen 4.15 TL ye Tariş’e devretmiş, yani üreticilerin ve kooperatifin sırtından para kazanmıştır. Tariş bu kuru üzümleri TMO yerine üreticiden almış olsaydı üreticinin eline daha fazla para geçeceği gibi tüccarlar da aynı dönemde daha yüksek fiyattan kuru üzüm almak zorunda kalacaklardı. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği başkanı TMO’nun fındık ve kuru üzüm almasından övgü ile söz ederek sadece bu ürünlerde değil kayısı gibi stratejik ürünlerde de TMO’nun alım yapmasını talep etmiştir. Bu durum TMO’nun piyasayı üretici lehine değil tüccar ve şirketler lehine düzenleyen bir kurum haline geldiğinin göstergesidir.

2018 yılı başında TBMM’nde 4 parti bir araya gelerek üzüm üreticilerinin sıkıntıları olduğunu kabullenmiş ve TBMM “ Bağcılık ve Üzüm Araştırma Komisyonu” kurulmuştu; ancak komisyon TMO’nun kuru üzüm satın alma ve pazarlamasını yapma tarzının piyasayı üretici lehine değil tüccar ve şirketler lehine düzenlemeye yaradığından da hiç bahsetmemiştir.

Anti demokratik bir şekilde yönetilen TARİŞ’in; Üretimden pazara kadar olan zinciri üretici lehine kurması için üreticilerin söz ve karar sahibi olarak yönettiği, denetlediği bir kooperatif haline gelmesini sağlayacak yasaların çıkartılması gerektiğinden de bu raporda hiç söz edilmemiştir.

Komisyon madencilik faaliyetlerinden ve Jeotermal Enerji Santrallerinden zarar gören, küçük aile tarımı yapan üreticilerin bağlarını gezip inceleme bile yapmadan, sorunu yerinde görmeden oy çokluğu ile rapor hazırlamış ve raporda üzüm üreticilerinin sorunlarına ilişkin dişe dokunur bir konu bile yer almamıştır. Halbuki JES ve madencilik faaliyetleri üzümlerimizi hastalandırarak, bizleri daha fazla ilaç ve naylon örtü kullanmak zorunda bırakıyor bu da maliyetlerimizi arttırıyor, biz yoksullaşırken tarımsal ilaç (kimyasal zehir) ve naylon örtü firmaları karlarını kar katıyorlar. “Araştırma Komisyonu” “Rapor”u bu konulara hiç değinmemiş, “yasak savma” mantığıyla hazırlanmış, sorunları tespit ederek çözüm önerileri getirmemiştir. Yeni kurulan ve adı “Tarım ve Orman Bakanlığı” üzüm üreticilerinin sorunlarına hazırlanan bu rapor çerçevesinde yaklaşacak olursa, bu yıl da üzüm üreticilerinin sorunları çözümsüz kalacak demektir.

Tarım ve Orman Bakanlığı çekirdeksiz kuru üzüm maliyetini hesaplattırdı mı bilmiyoruz. Ancak ÜZÜM-SEN olarak biz her yıl olduğu gibi bu yıl da en ince ayrıntısına kadar maliyet hesabımızı yaptık ve olması gereken “Referans Fiyatı” mızı da sizlerle paylaşıyoruz. Eğer ki hükümet üzüm üreticisinin üretmeye devam etmesini istiyorsa, önümüzdeki yıllarda mercimek de, buğday da, hayvan yemin de v.b de olduğu gibi kuru üzüm ithal eden bir ülke haline gelmemizi istemiyorsa gerekli önlemleri almalı ve ortaya koyduğumuz maliyet+ kâr+ insanca yaşam payı: referans fiyatı denklemine uygun biçimde TARİŞ’e geçmişte olduğu gibi destekleme alımı yaptırmalıdır.

2018 yılında 1 kg kuru üzüm maliyeti üreticilerin kendilerinin ve ailelerinin harcadığı emeği saymazsak en iyimser hesapla 6,45 TL yi bulmaktadır. Harcanan emeği ücretlendirdiğimizde ise bu maliyet 7,94 TL dir. Hele bir de 1 dekar bağın çıplak arazi değerini ve bağ yetiştirmeye (muhasebe diliyle ‘tesis kurma’ ya) harcanan parayı ve bu paranın bankalara yatırılmış olması halinde yıllık alınacak %20 faizini hesapladığımızda ise 1 kg kuru üzümün üreticiye maliyeti 14,19 TL yi bulur.

Üzüm üreticilerinin insanca yaşayabilmesi ve üretimlerini devam ettirebilmeleri için en azından (tesis masrafları amortisman payı ve çıplak arazi değerinin faizi hesaba katılmadan oluşan) kuru üzüm maliyeti olan 7.94 TL nin üzerine %25 kar payı+%10 insanca yaşam payı eklenerek fiyat belirlenmelidir. Bu da 10,70 TL dir.

Herhangi bir işletmenin kar etmesi demek ürettiği ürünün maliyetinin üzerine %25 kar payı ve %10 insanca yaşam payının eklenmesi demektir. Ama üzüm üreticisinden alım yapılırken kuru üzüm maliyetinin üzerine kar payı ve insanca yaşam payı eklenmesi şöyle dursun üreticinin emeğinin gerçek değeri bile eklenmemekte, açlık ve yoksullukla yaşamaya devam etmesi istenmektedir. Biz bu haksızlığa Hayır! diyoruz. Üzüm Üreticileri için Adalet istiyoruz.

Ürünlerimizi yok pahasına satın alarak emeğimizi sömürmeye çalışanlara karşı durmak için örgütlenmeye çalışıyoruz. Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (ÇİFTÇİ-SEN) ve ona bağlı Üzüm Üreticileri Sendikası (ÜZÜM-SEN) olarak küçük üreticilerin hakları için mücadele etmeye ve bu konuda hükümeti ve yetkilileri uyarmaya devam edeceğiz.

Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!

Kaynak: VEGASTE

 

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…