14 Aralık tarihine kadar devam edecek zirve bir kez daha ciddi pazarlıklara sahne olacak. Bir tarafta ülkelerin güncel ekonomik endişeleri, diğer tarafta yerkürenin ve içinde yaşayan tüm canlı türlerinin geleceği söz konusu.
COP24 İklim Zirvesi’nin temel hedefi, ülkelerin Paris İklim Antlaşması kapsamında verdikleri taahhütleri somutlaştırması.
Küresel ısınmayı 21. yüzyılın sonuna kadar 2 derecenin altında tutmak için ülkelerin sera gazı etkisi yapan karbondioksit ve methan gibi gaz salınımlarını azaltmaları, fosil enerjileri kullanmayı bırakarak temiz ve yenilenebilir enerjilere geçmeleri gerekiyor.
Zirvede her ülkenin kendine bu amaçla bir yol haritası çizmesi bekleniyor.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) 27 Kasım Salı günü yayınladığı Emisyon Açığı Raporu ülkelerin Paris’te verdiği küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutma sözüne ulaşması için 3 kat daha fazla çaba göstermesi gerektiğini gösteriyor.
Hükümetlerarası İklim Paneli’nin (IPPC) raporu, küresel ısınmanın 2 derece yerine 1,5 dereceyle sınırlandırılması için hızlı ve radikal bir hareket planına ihtiyaç duyduğumuza dikkat çekiyor.
190 ülkenin temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşecek zirvede iklim değişimiyle savaşta aktif rol oynayan sivil toplum örgütleri, iklim bilimciler ile çeşitli kurum ve kuruluşlar da yer alacak.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un da aralarında bulunduğu 29 devlet başkanının zirvede konuşması bekleniliyor.
Ancak zirvede gözler dünyada en fazla sera gazı salan ülke Çin’de olacak. Pekin yönetimi, Paris İklim Antlaşması’na bağlı kalacağını teyit etti. Kömür ve diğer fosil kaynaklara bağımlılığıyla bilenen Çin’in emisyonlarını nasıl düşüreceği en çok merak edilen konulardan biri.
Öte yandan, Trump’ın kararıyla Paris İklim Antlaşması’ndan çekilen ABD ise temsilcileri aracılığıyla COP24’de katılması bekleniyor. Barack Obama yönetiminin imzasıyla, ABD en az 2020’ye kadar antlaşmaya bağlı kalmak zorunda.
Financial Times’a göre, Paris Iklim Antalaşması’nda alınan taahhütlerin yerine getirilmesi için gereken maddi kaynaklar yetersiz.
Ekonomik durumu iyi olmayan ülkeler 3 yıl önce verilen maddi yardım desteği sözünün tutulmasını bekliyor.
Zengin ülkeler, 2020 yılından itibaren 100 milyar dolarlık para yardımını yoksul ülkelere aktarma konusunda anlaşmıştı. Ancak bugüne kadar söz verilen paranın sadece 55 milyar dolarlık kısmının karşılanabildiği açıklandı.
“Anlaşmayı işlevsel bir hale getirmek için bütün ülkelere bir araya gelme” çağrısında bulunan COP24 Başkanı Michal Kurtyka, bu yılki zirvede finansman konusunun bir öncelik olmasını istedi.
Polonya, elektrik ihtiyacının neredeyse tamamını havayı en çok kirleten doğal kaynaklardan biri olan kömürden karşılıyor. Ayrıca AB’nin en büyük kömür maden şirketi Kompania Weglowa’ya ev sahipliği yaparak, bu sektörde birçok kişiye iş imkanı sağlıyor.
Geçtiğimiz hafta, Polonya hükümeti kömür yakıtlı santrallerden istifade etmeye devam edeceklerini ve önümüzdeki yıl yeni bir kömür madeni işletimi için yatırım planının hazır olduğunu ifade etti.
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…