Oğlum Taylan, Londra’dan beni ziyarete eli boş gelmedi. Aşağıdaki üç kitabı (siparişim üzerine) bana getirdi. İlki, bu yıl ilk kez yayımlanan, diğerlerininse yeni baskıları yapılan bu üç çok değerli kitabı kısaca tanıtmak istiyorum.

1. WORLD IN CRISIS (Haymarket Books, 2018):

“Kriz İçindeki Dünya” olarak dilimize çevrilebilecek ve geçen ay piyasaya çıkan bu kitap farklı yazarlara ait çalışmalardan oluşan bir derleme. Derlemeyi yapanlar bu alanda söz sahibi iki Marksist iktisatçı Guglielmo Carchedi ve Michael Roberts. Roberts 2016 yılında yine çok ses getiren ve 2008 krizini açıklayan “Uzun Depresyon” (The Long Depression) adlı kitabını yayımlamıştı.

Kapitalist krizlerin nedeni olarak Marx’ın Kapital’de ortaya attığı ve ‘kapitalizmin hareket kanunu’ndan biri olarak kabul ettiği ‘Azalan Kâr Oranları Eğilimi Yasası’nın küresel çapta analizini yapan ve ampirik çalışmalarla bu yasayı destekleyen çok kapsamlı bir çalışma.

Bilindiği gibi, ana akım burjuva iktisatçıların en sağda yer alanları kapitalist krizleri gelip geçici dalgalanmalar ya da istikrarsızlıklar olarak, merkez solda yer alan Keynesyen iktisatçılar ise, özünde özel tüketim harcamalarındaki azalma, bunun neden olduğu yatırımlardaki düşüşler ve büyüme çakılması olarak açıklarlar. Bu çerçevede de Keynesyenler maliye ve para politikaları ile krizlerin aşılabileceğine inanırlar.

Keynesyenlerle Post Marksist iktisatçılar arasında yer alan bir grup iktisatçı ise ya krizin kapitalizmin aşırı finansallaşmasının bir sonucu olduğunu, ya da gelir bölüşümü adaletsizliğinin, dolayısıyla da ücretlerin milli gelir içindeki payının giderek azalmasının neden olduğunu ileri sürerler.

Bu bağlamda aralarında Prof. Lapavitsas’ın bulunduğu ilk gruba göre büyük bankaların devletleştirilmesi ve finansın düzenlenmesi ve kontrol edilmesiyle, ikinci gruba göre (Prof. Stockhammer) ücretlilerin milli gelirden daha fazla pay almasını sağlayan yeniden bölüştürücü politikalarla krizler önlenebilir.

Kitabın yazarları ise Marksist ‘Azalan Kâr Oranları Eğilimi Yasası’na sadık kalarak krize kapitalistler arası rekabetin, artan tekelleşme ve hızlanan teknolojik gelişmererin neden olduğu bir olgu ile, yani kapitalist gelişimin neden olduğu bir çatışma ile açıklarlar: Sermayenin organik bileşiminin artışı (C+V).

Yani sermaye/emek rasyosunun (sermaye yoğunluğu) büyümesi. Bunun da sömürü oranı artırılamadığı sürece, kâr oranını düşüreceğini, bunun yatırımları azaltıp üretimde, istihdamda kısaca kapitalist toplumun tüm sektörlerinde krize neden olacağını ileri sürerler.

Kitap bu yasayı doğrular nitelikte ve dünyanın gelişmiş, az gelişmiş ekonomilerinden ampirik örnekleri içeren 17 çok değerli makaleyi içeriyor. Bu nedenle de kitap, kapitalist krizin önümüzdeki yıldan itibaren küresel çapta yeniden gündem olacağı öngörüsüyle, bu krizin gerçek ve sistemik nedenlerini, içyapısal bağlantılarını anlamak isteyenler için değeri ölçülemeyecek bir çalışma.

Benim içinse bu çalışma, bu ay sonu T. Tabipler Birliği’nce İzmir’de Ata Soyer anısına düzenlenen bir etkinlikte yapacağım yaklaşık 75 dakikalık “Kriz Nedir? Oluşum Nedenleri ve Yaşanan Krizler” başlıklı sunumda savımı güçlendirecek, işimi çok kolaylaştıran bir çalışma niteliğinde.

2. FIGHTING FASCISM (Haymarket Books,2017):

“Faşizme Karşı Mücadele” olarak dilimize çevrilebilecek olan bu kitap, Rosa Luxemburg’un yoldaşı, kadın hakları savunucusu Alman kadın Marksist lider Clara Zetkin tarafından 1923 yılında İtalya’da faşizmin henüz yeni bir olgu olarak ortaya çıktığı bir yılda yazıldı.

1920’li yıllarda yeni bir olgu olarak ortaya çıkan faşist hareketler ve faşizm özellikle de belirsizliklere ve Avrupa solunda kafa karışıklığına neden olmuştu.

İşte böyle bir ortamda Zetkin bu kitapta derlenen ve faşizmi anlatan yazılarıyla bu yeni tehlikenin kapitalizmin doğrudan ürünü olduğunu açıklamakla kalmamış, kapitalizmin mağdur ettiği tüm kesimlerin neden ve nasıl bu yeni tehdide karşı mücadele edeceğini, Almanya’da faşizme (Nazizm) karşı birleşik bir cephe kurulması önerisiyle de anlatmıştı.

3. HOPE IN THE DARK (Canongate, 2016):

“Karanlık’ta Umut Işığı” olarak çevrilebilecek bu kitap Rebecca Solnit tarafından yazılmış 22 kısa yazıdan oluşuyor ve dünyanın sadece kötülüklerden ibaret olmadığını, aynı zamanda bu kötülüklere karşı mücadeleleri de içerdiğini anlatıyor.

“Her gecenin bir sabaha gebe olduğunun” vurgulandığı kitapta Britanyalı kadın direnişçilerden (Women Suffragists), Tolstoy’a, Gandhi’den M.Luther King’e ve Arap Baharı’ndan (2010) Wall Street’i İşgal Eylemleri’ne (2011) kadar şiddettsiz-sivil direniş örneklerine yer veriliyor.

John Berger’in: “Solnit bu kitapla elinde bir demet umut çiçeği ile size geliyor. Umut mutlu bir geleceğin garantisi değildir ama bugünkü enerjimizi açığa çıkartacak bir fünyedir” sözleriyle tanıttığı kitabın ilk sayfasında yer verilen bir alıntı ise çok öğretici:

“Size sunulan haberleri beğenmiyorsanız sokağa çıkın, kendi haberinizi yapın, haber olun!” (14 Kasım 2018)

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…