Metan seviyesindeki beklenmedik dalgalanmalar, Paris Climate Agreement (Paris İklim Anlaşması) ile öngörülerin yetersizliğini ortaya koyarken, yapılan zirvelerde alınan kararların yaşanan sürece etkisinin yeterli olamayacağı bildiriliyor. Geçtiğimiz nisan ayında ABD’ye bağlı ‘Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi’ (NOAA), 2018’de küresel seviyedeki metan emisyonlarının tarihi bir sıçrama yaptığıyla ilgili öncül veri dökümanı paylaştı. Paylaşımda, geçmişteki stabil küresel metan seviyesinin, son yıllarda beklenmedik şekilde artışa geçtiğinin altı çizildi. Geçtiğimiz yıl küresel metan emisyon seviyeleri tarihi bir noktaya ulaştı ve son 20 yıl içerisinde, yıllara göre ikinci en yüksek sıçramayı gerçekleştirdi.
Öngörülemeyen şekilde gerçekleşen bu artış, bilim insanlarında büyük endişelere yol açtı. Yaşanan artışla ilgili olarak konuşan birçok uzman, süren iklim değişikliğinden en çok sulak alanların etkilenebileceğini belirtiyor. Metan seviyesindeki yükselişin arkasındaki kaynak her ne olursa olsun, uzmanların ortak fikirde buluştuğu bir alan var. Küresel metan seviyesini kontrol altına alabilmek için uygulanması gereken yollardan bir tanesi fosil yakıtların üretimini ve dağıtımını azaltmak, sızıntıları ve atmosfere yayılmasını bitirmek. Bu önerilerin ise mevcut kapitalist dünyada kabul göreceği beklenmiyor. ABD’de bulunan doğalgaz ve petrol sistemleri, metan seviyelerindeki artışın en büyük kaynağı konumunda.
Emisyonun artmasındaki başrol oyuncuları ise yoğun kimyasallarla beslenen tarım uygulamaları, petrol, gaz operasyonları ve küresel ısınmadan etkilenen sulak alanlardan kaynaklanan emisyonlar olarak görülüyor. Sonuç olarak fosil yakıtların azaltılmasının, metan dalgalanmasında azalmayı tetikleyeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Fosil yakıt, metan emisyonlarında en kolay belirlenebilen emisyon kaynaklarından bir tanesi. International Energy Agency (Uluslararası Enerji Ajansı), endüstrinin, dünya genelindeki emisyonu yüzde 75’e kadar azaltabileceğini tahmin ediyor.
Kaynak: Yeni Yaşam
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…