Özgür Denizli

KHK’lı kamu emekçilerinin davası: Mahkemenin tek argümanı sokak protestoları

KHK’li kamu emekçilerine açılan davanın duruşması 12 Eylül’e ertelendi. Mahkemenin elindeki tek argümanın sokak protestoları olduğuna dikkat çeken Avukat Fatih Gökçe, “Anayasa Mahkemesi 10’a yakın ihlal kararı verdi ama mahkemeler uygulamakta direniyor” dedi.

Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen kamu emekçileri Acun Karadağ, Nazan Bozkurt, Mehmet Dersulu, Selvi Polat, Mahmut Konuk, Alev Şahin ve Cemal Yıldırım’ın yargılaması 2018 yılından itibaren devam ediyor. Anayasal haklarını kullanarak sokakta gerçekleştirdikleri eylemler gerekçe gösterilerek “ısrarla ve sürekli eylem yapmak”, “tüm adli kontrollere rağmen eylemden vazgeçmemek” şeklinde gerekçelerle belirli sürelerde tutuklu yargılanan kamu emekçilerinin duruşması Ankara 28’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşma eksik evrak incelemesi nedeniyle 12 Eylül 2023 tarihine ertelendi. Davanın avukatlarından Fatih Gökçe konuya dair Gazete Karınca’ya konuştu.

‘KHK’li kamu emekçileri ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla yargılanıyor’

Av. Fatih Gökçe

KHK ile ihraç edilen kamu emekçilerine, yaptıkları eylemler neticesinde ilk olarak Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu’na muhalefetten davalar açıldığını, ancak sonrasında Terörle Mücadele (TEM) polisleri tarafından “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 20’ye yakın kişi hakkında dava açıldığı bilgisini veren Gökçe, bu minvalde açılan dosyaların birleştirildiğini ve davanın 5 yıldır sürdüğünü söyledi.

Dosyada Yüksel Caddesi’nde gerçekleştirilen eylemlerin yanı sıra kişilerin sosyal medya paylaşımlarının da suçlama olarak yöneltildiğini belirten Gökçe, daha önceki safhalarda dosyaya bu belgeler konularak savcının bir kısım sanıklar için “örgüt üyeliği” suçlamasıyla ceza istediğini söyledi.

‘Mahkemenin tek argümanı sokak protestoları’

Müvekkillerinin ihraç edildikleri dönemde haklarında herhangi bir soruşturma ve kovuşturma olmadığını ifade eden Gökçe, devamında şunları söyledi:

Şu anda OHAL Komisyonu’nun vermiş olduğu ve idare mahkemesine taşımış olduğumuz, gösterdikleri tek argüman, müvekkillerin bu ihraçtan sonra yapmış oldukları protesto eylemleri. İhraç edildiklerinden öncesine dair hiçbir suçlama olmadığı yok.

‘15 temmuz sonrasında Fethullahçı çeteye mensup kişileri ihraç edeceğiz, kamudan çıkartacağız. Bunlar hakkında soruşturma ve kovuşturmalar var’ denildi. Ancak gelişen süreçte muhalif görülen kitleye yönelik toplu ihraç oldu. Bu ihraç furyasının içerisinde bizim müvekkillerimizin olmalarının sebebi de, sendikalı olmaları, sendikal faaliyet yürütmeleri, sol görüşlü, Alevi ya da demokrat olduğu bilinen kişiler olmalarıydı. Dolayısıyla ihraçların temeli olmadığı için aslında bu kişilerin tamamının görevlerine iade edilmesi gerekiyor. Sadece kendi müvekkillerim için değil, ihraç meselesiyle ilgili birçok dosya takip ediyoruz. Durum hemen hemen hepsinde aynı.

‘AYM’nin ihlal kararları uygulanmadı’

Memuriyete engel oluşması için kesinleşmiş mahkumiyet kararının bulunması gerektiğini kaydeden Gökçe, “Şu anda müvekkiller hakkında verilmiş hiçbir cezai karar yok. Ayrıca masumiyet karinesi var. Anayasanın 38’inci maddesi gereği yargılama bitip kesin hükümle mahkum oluncaya kadar herkes masum sayılır. Müvekkillerin bu yargılaması bitmese dahi, bu dosyanın devam ediyor olması görevlerine iade edilmelerine bir engel olmamalı ama maalesef hukuk sistemimiz böyle işlemiyor” dedi.

Yüksel Caddesi’nde gerçekleşen barışçıl eylemlerle ilgili pek çok dava açıldığını ve aynı suçlamalarla açılmasına rağmen müvekkillerinin beraat ettiği bilgisini veren Gökçe, “Hatta Anayasa Mahkemesi (AYM) Yüksel Caddesi’nde gerçekleşen barışçıl eylemlerle ilgili 10’a yakın ihlal kararı verdi ama bugün mahkemeler hala bu kararları uygulamakta direniyor. Aslında olağan hukuk düzeninde kararların uygulanması durumunda, yargılamaların bu kadar uzun sürmemesi ve müvekkillerin beraat edip işlerine dönmesi gerekirdi” diye konuştu.

‘İşlerine iade edilmeleri gerekiyor’

Yakın zamanda OHAL Komisyonu’nun bazı müvekkilleri hakkında ihraç gerekçesi olarak “örgütle irtibat, iltisak var” dediğini ancak dosyanın olmadığını belirten Gökçe, “Şimdi yargılamaya geldi. Mahkeme hala örgütle irtibat, iltisak meselesini araştırmaya çalışıyor. Bu durum, insanların açıkça haksız ve keyfi bir şekilde ihraç edildiklerini gösteriyor. Dolayısıyla olası bir iktidar değişikliğinde ya da en azından hukuk sistemimiz biraz daha normale döndüğünde bu insanların işlerine bir şekilde iade edilmeleri gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Exit mobile version