Pazartesi akşamı “futbol oynayan Türk kadınları” belki de Türk Kadın Futbol tarihinin en önemli başarısına imza atacak. Dünya’nın en önemli futbol etkinliklerinden birinde, finalde Türkiye’nin ismi okunacak. Türkiye’deki kadın futbolu dünya futbolunun en önde gelenleri tarafından konuşulacak.
“Yapmayalım” diyenlerin yetkili konumda bulunduğu kadın futbolunda, “neden yapmayalım ki” diyen iki kadın Madrid’de, her bir futbolun farklı bir alanında efsane olmuş yüzlerce kişi önünde projelerini anlatacak. Dünya Futbol Forumu’nda Melis Abacıoğlu ve Kiraz Öcal “Kızlar Sahada” ile finalde yer alacak. Kazansalar da, kaybetseler de kadın futbolu alanında dünyanın en iyi üç projesinden birisine imza atmanın gururunu taşıyacaklar.
.
Türkiye’de kadın futbolunun, erkek egemen bir alandaki cinsiyetçi algılara meydan okuduğundan dolayı, sıkıştırıldığı yerin darlığı herkesin malumu. Oysa futbol, popülerliği ile bazı önyargıları kırmak, kız çocuklarının ve kadınlarının kimlikleri konusunda özgüvenlerini pekiştirmek için çok önemli bir araç. Türkiye’nin kadın futbolundaki sosyal girişimcilik projesi olan “Kızlar Sahada” tam da bu noktada etkinliğe kavuşuyor.
Hikâyeleri, Melis Abacıoğlu’nun hakim olan “kadınlar yapamaz” söylemine karşı “kadınlar da yapar” diyerek 2013 yılında bir futbol turnuvası düzenlemesi ile başlıyor. Hem şirketlerdeki çalışan kadının yer aldığı şirketler kupası, hem de futbolu gönlünden geçiren her kadının yer alabildiği “takımını kur gel” etkinliği ile Türkiye Futbol Federasyonu liglerinin dışında, “grassroots” tadında bir kadın futbolu hikâyesine başlıyorlar. Artık lige dönüşen, sekiz haftalık bir sezonu olan ve altıncı yılını bitiren şirketler liginin bugüne kadar, her biri sektöründe önde olan altmışın üzerindeki şirketi sahaya indirdiğini not etmek lazım. Bir de sahadaki rakiplerin maç sonrası şarkılar ile birbirlerini kutladıkları, kadın eli değmiş futbol ortamının özgünlüğünü de vurgulamak önemli.
2014 yılında Kiraz Öcal’ın da destekçi olarak katılması sonrasında “Kızlar Sahada” liselilere de ulaşıyor. Okul turnuvalarında fazla görmediğimiz liseler, kız takımları ile heyecan yaşıyorlar. Şirketlerdeki iş kadınlarının bilgisini, liselerdeki kız çocuklarının enerjisini birleştiren “Kızlar Sahada Akademisi” 2016 yılında sahaya iniyor. Eskişehir’de, Adana’da, Kilyos ve Büyükçekmece’deki altı günlük programlarda, liseli gönüllülerin çeşitli zorluklara sahip kız çocuklarına futbol merkezli eğitimler vermesi de ülkemizde öncü bir uygulama.
Abacıoğlu ve Öcal bu yıl da “Kızlar Sahada”nın kendine yeterli bir finansal yapıya kavuşabilmesine odaklanıyor. Sürdürülebilir sosyal inovasyon konusunda bir yarışmada dereceye girince, artık yolculuk kız çocukları için birer haftalık yaz okullarına doğru evriliyor.
Aslında “Kızlar Sahada” hikâyesi Türkiye Kadın Futbolu’nun dayanması gereken temeller konusunda önemli bilgiler veriyor bizlere. Elbette şampiyonlar ligi önemli, elit sporcular ile üst liglerde yer almanın da kız çocuklarının hayal edebilmeleri için faydası var. Ancak ülkemizde futbol konusunun toplumsal cinsiyet eşitliği ve bilinçlenme açısından değeri daha büyük. Kadınların futbola erişimi, onlara bu fırsatı sağlamanın toplumsal etkisi milli takımın alacağı iki galibiyetten çok daha ötede. Daha da önemlisi bu kazanımlar gönüllülük ile, tutku ile sivil alandan gelecek kazanımlar.
Futbolun mevcut örgün yapısı bu tür hikâyelerin baskısı olmadan, kitleye yayılmış kadın futbolunu kolayca kabul etmeyecek. Ama kadınlar da “Kızlar Sahada” örneğinde olduğu gibi, pes etmeden kendi özgün çözümlerini yaratacaklar. Bu örnekler çoğalacak.
Abacıoğlu ve Öcal pazartesi günü Dünya Futbol Zirvesi’nde büyük ödülü kazanır ya da kazanamaz. Ancak Türk kadınlarının o sahnede, kendi yarattıkları hikâyeleri ile yer almaları nedeniyle zaten kadın futbolu çok şey kazandı bile!
Kaynak: Gazete Duvar
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…