YÖNTEM
Kendimize sorular sorarak soyutlamaya doğru yol almayı tasarlayan bu yazı, “provakatif” bir yöntemden yararlanmaya çalışacaktır. Doğaldır ki; bu “provakatif yöntem”in işçi sağlığındaki farklı görüşlerle aramızdaki mesafeyi tanımlaya hizmet etmesi düşünülmüştür. Ve “İşçi sağlığı hangi zeminden doğru konuşmayı hak eder?” sorusunu gündem yapıp tartışırken farklı görüşlerin de geleceğe yönelik “hayallerinin” olduğu ve yine bu “hayallerinin” doğrultusunda operasyonel davrandığı bilinmektedir.
Hemen belirtmek gerekirse; soruyu masaya yatırmak isteyenin kafasında da, işçi sağlığı alanında bir perspektifi vardır elbette! Ancak yazı, verilmiş bir yanıtın tekrarına düşmekten öte, düşünmeye ve bir tartışmaya davet etmenin rahmani bir aracı olarak okunmalıdır. Çünkü yanıtı bildirmek başkadır, tartışmak ve eleştiri süzgecinden geçirmek, zihinsel geviş getirmeler yaşamak, farklı yanıtlarla yüzleşmek ise daha başka bir anlam ifade etmektedir.
TANIMLAR
Tercih ettiğimiz yöntem üzerinden yol alma ve okuyucuyu yorma pahasına, “egemen görüşler”den alıntılar ile başlayabiliriz.
Uluslar arası Çalışma Örgütü (UÇÖ/ILO) işyerlerindeki İş Sağlığı Hizmetleri Tavsiye Kararı’nı 24 Haziran 1959 da benimsedi. Buna göre “İş Sağlığı Hizmetleri” terimi şöyle tanımlandı: “Bir işyerinin içinde ya da yakınında, a) işçileri, işlerinden ya da işin yapıldığı koşullardan kaynaklanabilecek her türlü zarardan korumak, b) özellikle işin işçiye uygun hale getirilmesi ve işçilerin uygun oldukları işlerde çalıştırılmaları ile, işçilerin fiziksel ve mental uyumuna katkıda bulunmak, ve c) İşçilerin olası en yüksek düzeyde fizik ve mental iyilik durumlarını oluşturmak ve sürdürmede katkıda bulunmak amacıyla kurulan hizmettir.”
ILO/WHO Ortak Komite’sinin 1995 yılındaki 12’inci oturumda gözden geçirdiği “İş Sağlığı” tanımı ise şöyledir: “İş sağlığı, hangi işi yaparlarsa yapsınlar bütün çalışanların fiziksel, zihinsel ve sosyal refahlarının mümkün olan en yüksek düzeye çıkarılmasını ve burada tutulmasını; çalışma koşullarından kaynaklanan sağlık sorunlarının önlenmesini; işçilerin fiziksel ve biyolojik kapasitelerine uygun mesleki ortamlarda çalıştırılmalarını; özetle işin insana, insanın da işine uygun hale getirilmesini hedefler.”
Yine 30.06.2012 tarihinde Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda; Madde 1- (1) de “İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemek” olarak “Amaç” tanımlanmaktadır.
Ayrıca “klasik tanım” ve “sosyal-politika boyutuyla” başka tanımlar da yapılmıştır.
“Bilindiği gibi klasik tanımı ile ‘İşçi sağlığı, bütün mesleklerde çalışanların bedensel, ruhsal ve sosyal tam iyilik durumunun sağlanmasını ve desteklenerek en üst düzeyde sürdürülmesini, iş koşulları ve kullanılan maddeler nedeniyle çalışanların sağlığına gelebilecek zararların önlenmesini, işçinin psikolojik ve fizyolojik özelliklerine uygun olan işe yerleştirilmesini içeren ve işin insana, insanın işe uygunluğunu sağlayan çok geniş kapsamlı bir hizmetler zinciridir.
İşçi sağlığı kavramı kapitalist üretim ilişkileri içerisinde çalışanların gelir durumları, ülkedeki enflasyon oranı, işsizlik, iş güvencesi ve sosyal güvence durumları, sağlıkla ilgili güvenceleri, çalışma süreleri, örgütlenme özgürlükleri, kişisel farklılıkları, konut ve ulaşım olanakları gibi çok sayıda bileşenin etkilediği bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.” (Pala, K., Türk Tabipleri Birliği Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi, Temmuz 2000, sayı:3, sayfa:3).
İşçi sağlığı ile ilgili yazılımlara ve uygulamalara zemin oluşturan bu tanımların üzerinden bir tartışma açmadan önce; bu yazıda öne çıkarılacak hususlar şunlardır: 1. İşçi sağlığı mülkiyet ilişkileri bağlamında hangi zamansal ve mekansal zeminde tartışmayı hak eder? 2. Üretici güçlerin gelişiminin önündeki engeller bir işçi sağlığı sorunu mudur? 3. Kapitalist üretim ilişkileri içerisinde “işin insana, insanın işe uygunluğu”nu sağlamak mümkün müdür?
“Klasik tanım” içinde yerini alan “İşçi sağlığı, bütün mesleklerde çalışanların bedensel, ruhsal ve sosyal tam iyilik durumunun sağlanması ve desteklenerek en üst düzeyde sürdürülmesi…” ne dair, “bedensel, ruhsal ve sosyal tam iyilik hali”ni değerlendirmeyi başka bir yazıya/tartışmaya bırakarak, birkaç soruyla “geliştirici polemiğe” girebiliriz.
….
Devam edecek
*Levent Koşar: TTB Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi Editörü
Kaynak: Siyasihaber
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…