IŞİD’in Türkiye emirlerinden İlyas Aydın, Ebu Adnani’den sonra gerilemenin başladığını, Bağdadi’nin ise başkalarının etkisinde olduğunu söyledi. Aydın, kuşatıldıkları zaman bazı ülkelerin kendilerini kurtarmak istediğini belirtti.

Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) sağ ele geçirdiği IŞİD’in Türkiye emirlerinden ,İçişleri Bakanlığı’nın ‘Kırmızı Liste’de aradığı İlyas Aydın’ın Mezopotamya Ajansı’nda yer alan anlatımlarının son bölümü yayımlandı. Daha önceki iki haberde esir aldıkları iki Türk askerini neden yaktıklarını, Ankara Gar Katliamı ile Suruç Katliamı’nı nasıl planladıklarını, örgütün neden yenildiğini anlatan Aydın, bu kez Dêrazor operasyonu ile IŞİD’in girdiği dağılma sürecini anlattı. Son darbenin vurulduğu Derazor operasyonu sırasında DSG güçlerine teslim olan IŞİD’li ve ailelerinin dışarı çıkarılması için bir rapor hazırladığını belirten Aydın, bu raporun örgütün lideri Ebu Bekir el Bağdadi tarafından reddedildiğini söyledi. O dönem bazı İhvancı ülkelerin kendilerine vatandaşlık hakkı vermeyi düşündüğünü söyleyen Aydın, bu durumun birçok mecrada tartışıldığını aktardı.

Aydın, ayrıca IŞİD’in Türkiye masasının başına getirilecekken, tasfiye edilmeye çalışıldığını da savundu. Aydın, DSG’nin Dêrazor operasyonları başladığı zaman, alanlarının daralmaya başladığını ve bu yüzden Bağdadi’ye sunmak üzere bir rapor hazırladığını belirtti. Operasyonla birlikte sorunlar yaşamaya başladıklarını ifade eden Aydın, sayılarının da çok fazla olduğunu kaydetti.

İlyas Aydın

Bağdadi teklifi reddetmiş

Bu sayı için bazı çözümler üretmeye çalıştığına değinen Aydın, şunları söyledi: “Ailelerimizin esir düşmemesi için bazı raporlar hazırlayarak, öneriler sundum. Bu konuda Türkiye ile anlaşıp, hepsini İdlib üzerinden Türkiye’ye götürmeyi yazmıştım. Tabi bu konuda El Nusra’dan da yardım istedik. Hatta bu konuda iletişimimiz oldu. Bize yardım edebileceklerini söylediler. Ancak yazdığımız rapor Bağdadi tarafından reddedildi. Eğer dediğimi yapsalardı, bugün hepimiz bu şekilde esir düşmeyebilirdik. Ne oldu, 80 bin aile bugün gelip teslim oldu. Kadınlar çıkınca Sudan’a gitsinler dedik. Tunuslular, Libyalılar ve Mısırlılar komşular oradan giderler. İşte Türki Cumhuriyetlerden olan Azeriler, Kırgızlar,Kazaklar, Türkmenistanlılar, Türkistanlılar, Özbekistanlılar da Türkiye’de kalırlar. Zaten onlardan çoktular. Türkler kavmiyetçiliği çok sevdikleri için onları göndermezler, dedik. Bağdadi başkaları  tarafından yönlendirilerek, buna ‘hayır’ dedi. Ancak ben durmadım. Çıkmak isteyen aileleri sahip olduğum ilişkiler üzerinden çıkarıyordum. Ailemi de yani iki eşimi ve çocuklarımı bu şekilde çıkardım. Biri şu an İstanbul’da ailemin yanında, diğeri de bir kampta kalıyor. Bunu yaptığımı duyunca Emniler (IŞİD istihbaratı) beni arıyorlardı. Son dönemlerde kaçak durumuna da düştüm.”

Vatandaşlık önermişler

Durum daha da kötüleşince bazı ülkelerin kendilerine vatandaşlık vermeyi planladıklarını belirten Aydın, şöyle konuştu: “Hatta bunu resmi yerlerde dile getiriyorlardı. Televizyonlara da çıktı.Katar bu temelde gerçekleşen toplantıların birinde bize vatandaşlık vereceğini söylüyor. ‘Eğitime alıp, aşırı fikirlerden temizleriz’ düşüncesi ile yaklaşıyorlardı. Endonezya, Tunus ve Türkiye de bu teklifleri ABD’ye götürdüler. Özellikle İhvancı hükümetler bu konuda bazı hazırlıklara da giriştiler ama gerçekleşmedi.”

Türk masasına geçecekmiş

Bağdadi’ye verdiği rapordan sonra IŞİD’in üst düzey yönetimi ile tekrar bir araya geldiğini aktaran Aydın, devamında şunları aktardı: “Beni Türk masasının başına getireceklerdi. Bu konuda benimle 6 saatlik bir görüşme yaptılar. Türkiye’deki iç dinamikleri,Kürtleri, Türkleri, demokratları ve dini cemaatleri anlattım. Bunların arasındaki çatışma ve çelişkileri nasıl değerlendirebileceğimizi aktardım. Sonra orada bulunan irili ufaklı İslami cemaatleri nasıl bir ideoloji altında toplayarak, güç haline getirebileceğimiz hususunda fikirler verdim. Ancak bunları okuduğumu görünce, onlardan daha iyi yapabileceğimi görünce merkeze benim hakkımda olumsuz bir rapor sundular. Özellikle Ebu Adnani öldürüldükten sonra ben yönetimden, birçok şeyden uzaklaştırıldım. Zaten Ebu Adnani ve Ebu Furkan’ı vurduklarından sonra örgüt domino taşı gibi çözülmeye başladı.” Şu an binlerce IŞİD üyesi ve ailesi DSG’nin elinde bulunuyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de kurulacak bir mahkemede IŞİD’lilerin yargılanmaları için tartışma ve arayışlar devam ediyor.

Kaynak: Yeni Yaşam

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…