Küçülme 2018’in ikinci yarısından itibaren başlıyor. Bu öngörüler benim daha önceki yazılarımda yaptığım öngörülerle örtüşüyor.
EN SERT DÜŞÜŞ YATIRIMLARDA
Rapora göre seneye enflasyon yüzde 19,7 olurken, işsizlik daha da artarak yüzde 12,7’ye yükselecek. En kötü gelişme ise sabit sermaye yatırımlarında. Zira seneye yatırımlar yüzde – 5,6 oranında azalacak. Bu düşüş özel tüketim harcamalarındaki düşüşten ( yüzde% -4,1) daha fazla.
Tüketimdeki azalma bir şekilde telafi edilebilir ama yatırımlardaki azalma gelecekte üretim artışının yavaşlayacağı ve işsizliğin daha da artacağı anlamına geliyor.
İhracat artışı için liranın değerinin dolar ve (özellikle de) avro karşısında düşmesini sürdürmesi, yani kurun yüksek olması gerektiği gibi, Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerinin normalleşmesi ve Avrupa ekonomilerinin de toparlanması lazım.
Bu açıdan bakıldığında liranın değer kaybının devam edeceğini öngörebiliriz. Ama aynı öngörüyü Avrupa Birliği ile olan ilişkilerin normalleşmesi konusunda yapmak zor.
Zira siyasal iktidarın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AHİM) Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması gerektiği ile ilgili olarak verdiği son karar konusundaki tavrı ortada. Bu durum Türkiye’nin en önemli ihracat pazarını etkileyerek ihracatta beklenen artışın gerçekleşmesini önleyebilir.
Ayrıca AB ekonomileri de, başta Almanya ve İtalya olmak üzere, iyi durumda değil. Bu da bizim toparlanmamızı zorlaştıracaktır.
OECD’NİN ÖNGÖRÜSÜ FAZLASIYLA İYİMSER
Kısaca OECD’nin yüzde – 0,4’lük küçülme öngörüsü fazlasıyla iyimser. Nitekim Avrupa Komisyonu’nun geçen haftaki raporunda bu küçülme yüzde -1,5 olarak tahmin ediliyordu (2).
Ben, yatırımlardaki ve iç talepteki düşüşün çok daha fazla olacağını ve ihracat artışının beklendiği kadar yüksek olmayacağını düşünerek, bu küçülmenin yüzde -2’nin üzerinde (yılın tamamı boyunca) olacağını tahmin ediyorum. Bu küçülme bekleneceği gibi bazı aylarda çok daha fazla ya da az olacaktır.
Elbette bu değerlendirmeye finansal alanda artacak olan zorlukları da eklemek gerekiyor. Özel sektör dış borç stokunun 320 milyar doların üzerinde, rekor bir düzeyde olduğu ve 1 yıl vadeli borçların 180 milyar doları bulduğu gibi gerçekler finans dışındaki şirketleri olduğu kadar bankaları da ciddi olarak etkileyecektir.
Yani yukarıda anlattığım ekonomik küçülmeye (resesyon) ilave olarak bir finansal kriz riski ciddi bir biçimde mevcut.
(1) OECD (2018), OECD Economic Outlook, Volume 2018 Issue 2: Preliminary version, OECD Publishing, Paris, https://doi.org/10.1787/eco_outlook-v2018-2-en).
(2) European Commission, European Economic Forecast (August 2018), s. 150-151.
Mustafa Durmuş
22 Kasım 2018
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…