Türk Tabipleri Birliği (TTB), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla ortak açıklama yaptı. Birçok merkezde yapılan açıklamalarda, savaş politikalarına karşı barışa duyulan özlem dile getirildi, savaş politikaları kınandı
Dört örgütün ortak açılamasında “Barışı yaşadığımız ülkede ön koşulsuz olarak herkes için talep etmek, komşu ülke halkları başta olmak üzere tüm halklarla barış içinde yaşanmasını istemek ve kendi ülkemizde eşit, demokratik, özgür ve barış içinde yaşamak için mücadele etmek insan olmanın şartıdır. Emperyalist kapitalist düzenin insan emeğini ve doğayı talan etmek üzere insanlığa karşı yürüttüğü savaşa karşı emeğin talepleri için yürütülecek mücadele ve bu uğurda atılacak her adım bizleri barışa doğru biraz daha götürür. Bilinmelidir ki barış, 2. Dünya Savaşı sonrasında Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilmiş bir ‘gün’ olmakla sınırlı, iyi niyetli bir talep, yetkililerin adet yerini bulsun diye yaptıkları rutin bir açıklama başlığı ya da ütopik bir hedef olamaz. Barış, uğruna mücadele edilmesi gereken, kazanılması gereken politik bir mücadele başlığıdır” denildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
İktidar partisi AKP için ‘barış’; muhaliflerin ses çıkaramadığı, 6 milyon oy almış bir parti eşbaşkanının, muhalefet milletvekillerinin hapse atılabildiği, Cumartesi Annelerinin 700 haftadır sürdürdükleri çocuklarını arama eylemine polis saldırısının doğal karşılandığı; bir oy daha fazla alabilmek için dinci gericiliğin sosyal yaşamın her yanını kapladığı; halklar arasında gerilim ve düşmanlık tohumlarının ekilmeye çalışıldığı; ekonomik kriz karşısında yandaş şirketlerin borçları yapılandırma adı altında kamunun sırtına yıkılırken, işini isteyenlerin sokağa atıldığı, yasal hak olan grevlerinin ertelendiği, yasaklandığı; geçinemiyoruz diyenlerin terörist, vatan haini olarak ilan edildiği bir ortamın hakim kılınmasıdır. AKP iktidarı için ‘barış’; milyonlarca emekçi ve muhalifin kendileri için yaratılan yeryüzü cehennemine ses çıkarmadan boyun eğmesi, iktidarla bu koşullarda uyum içinde yaşamasıdır.
Emperyalistlerin baş temsilcisi ABD ve bugünkü sözcüleri Trump için ‘barış’; başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın her bölgesinde sömürü ilişkilerini sürdürebildikleri, yatırımlarını garanti altına aldıkları, savaş ve çatışmalarla halkları birbirine kırdırdıkları, enerji başta olmak üzere bütün yer üstü ve yer altı zenginliklerine el koyabildikleri ve buna kimsenin ses çıkarmadığı bir düzende at koşturabilmektir. ABD ve emperyalizm için ‘barış’; yüz milyonlarca yoksulun kaderine razı edildiği, emperyalizm işbirlikçisi yerel iktidarlar aracılığıyla sömürü düzeninin devam ettirilmesidir.
Oysa, emekçiler için, kadınlar için, ezilen halklar için barış; emeğinin karşılığını alabilmektir. Halkların eşit ve özgür birlikteliğinin sağlandığı, demokratik taleplerinin karşılandığı bir toplumsal mutabakattır. Halkların kardeşliğidir. Sadece bugünü değil geleceği de savunan ekolojik bir yaşamı hakim kılmaktır. Ötekileştirmenin ortadan kalkmasıdır. Derelerin özgür akmasıdır. Kadın erkek eşitliğidir. Çocuğun da hakları var diyebilmektir. Türcülüğü reddetmektir. Göçmenleri düşman görmemek, dayanışmayı büyütmektir.
2018 dünyasında, Ortadoğu coğrafyasında Türkiye’de her şeye rağmen Barışı savunmaya kararlı emek ve meslek örgütleri olarak;
2018 dünyasında, Ortadoğu coğrafyasında Türkiye’de her şeye rağmen Barışı savunmaya kararlı emek ve meslek örgütleri olarak; savaşlarda, çatışmalarda yitirilen milyonlarca insanın anısı önünde saygıyla eğiliyor, emekçilerin ve ezilen halkların kendi hakları için yürüttükleri mücadelenin en temel başlığının Barış olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz. Örgütlü ve kararlı bir mücadele ile barışı bu topraklarda kökleşmiş bir ağaç haline getireceğimize söz veriyoruz.
***
1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla birçok merkezde yapılan açıklamalarda, savaş politikalarına karşı barışa duyulan özlem dile getirildi, savaş politikaları kınandı
İzmir
İzmir’de Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolaysıyla Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya HDP ve CHP yöneticilerin yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcileri destek verdi. Açıklamayı İzmir Emek Demokrasi Güçleri adına Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu dönem sözcüsü Melih Yalçın yaptı.
Yalçın, barışı, özgürlüğü ve eşitliği bu topraklarda kökleşmiş bir ağaç haline getireceklerini belirtti. Barış yaşadıkları ülkede ön koşulsuz olarak herkes için talep ettiklerini ifade eden Yalçın, tüm halklarla barış içinde yaşamak için mücadele etmek insan olmanın şartı olduğunu dile getirdi.
Diyarbakır
1 Eylül Dünya Barış Mitingi için bölgenin bir çok yerinden gelerek Diyarbakır İstasyon Meydanı dolduran onbinler savaşa karşı barış talebini yükseltti. Mitingde ‘Barış tecrit edilemez’, ‘Faşizm kaybedecek, özgürlük kazanacak’, ‘Zulme hayır, barış’ mesajları verildi
Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde düzenlenen 1 Eylül Dünya Barış Günü mitinginde onbinlerce kişi barışın sesini yükseltmek, savaş ve tecrit politikalarına ‘dur’ demek için buluştu. “Çocuk ve gençlerin ölmemesi”, “Tecride son verilmesi”, “Hasta tutukluların bırakılması”, “Ormanların yakılmaması” talepleriyle İstasyon Meydanı’nda düzenlenen mitinge Van, Ağrı, Hakkari, Iğdır ve Muş başta olmak üzere birçok kentten de binlerce kişi katıldı. Miting alanında kurulan platforma “Barış tecrit edilemez” yazılı dev pankart, miting alanına ise Kurmanci, Kurmancki ve Türkçe “Faşizm kaybedecek, özgürlük kazanacak”, “Zulme hayır, barış”, “Ölüme karşı yaşam” ve “Kardeşliğin dünyasını emekle ve mücadeleyle kuracağız” yazılı pankartlar asıldı. Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) yanı sıra çok sayıda sivil toplum örgütü ve meslek örgütünün de destek verdiği mitinge HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ve DTK Eş Başkanı Bedran Öztürk de katıldı. Miting Tertip Komitesi Başkanı Erkan Erenci, yaptığı açılış konuşmasında, Kürt halkının özgürlük mücadelesini kararlı bir şekilde sürdürdüğünü ifade ederek, onurlu bir yaşam için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çeken Erenci, Türkiye toplumuna uygulandığını ifade ederek, “İnsanlık suçu olan tecridi kabul etmeyeceğiz. Tüm bunlara rağmen özgürlük mücadelemizi sürdürerek, tecridi kıracağız. Tüm halkların 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutluyorum” dedi. Gazetemiz baskıya girdiği sırada miting konuşmalarla devam ediyordu.
İHD İskenderun şubesi, 1 Eylül dünya Barış Günü kapsamında İskenderun Belediyesi Sosyal Tesisleri önünde basın açıklaması yaptı. “Yaşasın 1 Eylül Dünya Barış Günü” yazılı pankart açan insan hakları savunucuları, sık sık, “Yaşasın 1 Eylül”, “Yaşasın Barış” sloganlar attı. Emek ve Demokrasi Güçleri’nin destek verdiği açıklamada İHD İskenderun Şube Başkanı Coşkun Selçuk konuştu.
Türkiye’de demokrasinin inşa edilmesi için yönetim sisteminin otoriterleştiği koşulların ortadan kaldırılmasını gerektiğini belirten Selçuk, “Demokrasi ve insan haklarına dayalı yeni bir toplum sözleşmesi, barıştan ve barışı savunmaktan geçmektedir. İnsan hakları savunucuları olarak, ülkemiz başta olmak üzere tüm dünyada barışın egemen olduğu bir yaşam için insan hakları mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısı ile Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde “Ortadoğu’da Savaş Anti Emperyalizm Barış ve Türkiye” adlı panel düzenledi. Panelde konuşan KESK Eşbaşkanı Bozgeyik, Ortadoğu’da barışın sağlanması herkes açısından oldukça önem arz ettiğini söyledi ve “Bugün Ortadoğu’da bulunan tüm ülkelerin en büyük sorunu Kürt sorunudur. Yeni dönemde kayyumların halk iradesini gasp ettiği, barış için imza attıktan sonra işlerinden olan akademisyenler, halkların iradesi olan milletvekillerinin tutuklandığı bu dönemde biz barış ve demokrasi isteyenler, bir arada durarak barış mücadelesini güçlendirmekte büyük görevler düşüyor” dedi.
Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri ise Antalya Attalos Heykeli önünde açıklama yaptı. Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı avukat Deniz Yıldırım okudu. Türkiye yaşanan çatışmalara değinen Yıldırım, acilen çatışma sürecinin durdurulmasını istedi. Barış ülke halklarının çıkarına olduğunu savunan Yıldırım, “Kardeşlikten, emekten ve demokrasiden yana bir ülkeye kendi ellerimizle kuracağız” dedi. Açıklama, “Yaşasın barış” sloganı ve alkışlar eşliğinde son buldu.
Hatay’da da Emek ve Demokrasi Güçleri, Ulus Meydan’ında bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirildi. “Faşizme darbelere ve savaşlara karşı, demokrasi ve barış istiyoruz” pankartın açıldığı açıklamada İHDHatay Şube Başkanı Servet Üstün Akbaba konuştu.
Türkiye, Kürt sorunu gibi temel sorunlarını dünyanın birçok ülkesinde görüldüğü gibi diyalog ve müzakereye dayalı çatışma çözüm yöntemleri kullanarak çözememiş bir ülke olduğunun aktaran Akbaba, “Kürt sorununun çözümsüzlüğünün yarattığı silahlı çatışma hali, hayatın tüm alanlarını etkilemektedir. Halen Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik kriz, Kürt sorununda yaşanan bu çatışmalı ortam göz ardı edilerek açıklanamaz” diye konuştu.
Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle Seyit Rıza Meydanı’nda açıklama yaptı. Açıklamaya HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü ile sivil toplum örgütü ile siyasi parti temsilcileri katıldı. Açıklamayı yapan İHD Dersim Şube Başkanı Gürbüz Solmaz, barışın egemen olduğu bir dünyada yaşama isteklerini belirterek, barışın bir insan hakkı olduğunu söyledi. 1 Eylül Dünya Barış Günün tarihçesine değinen Solmaz, Türkiye’deki Kürt sorununa dikkat çekti. Solmaz, “Kürt sorununun çözümsüzlüğünün yarattığı silahlı çatışma hali, hayatın tüm alanlarını etkilemektedir. Halen Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik kriz, Kürt sorununda yaşanan bu çatışmalı ortam göz ardı edilerek açıklanamaz” dedi.
Bursa Demokrasi Güçleri kent meydanında bir araya geldi. Polis ablukası altında gerçekleştirilen basın açıklamasında Cumartesi Anneleri’ne dönük engelleme ve saldırılar da kınandı.
Bursa Demokrasi Güçleri adına açıklamayı okuyan Yüksel Akgün; 1 Eylül’ün tarihçesini anlattı:
“İnsanlık tarihinin en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşı olan ve ardında büyük bir acı ve gözyaşı bırakan İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı tarih olan 1 Eylül tüm dünyada Barış Günü olarak kutlanıyor. Bu savaş en az 52 milyon insanın hayatına, binlerce kişinin engelli kalmasına, şehirlerin moloz yığına dönmesine neden oldu.”
O günden bu yana emperyalist ülkelerin savaştan, kan dökmekten vazgeçmediğini vurgulayan Akgün, “Sürüp giden savaşlarda binlerce hayat yok oluyor, doğa tahrip ediliyor, açlığa, sefalete sürüklenen milyonlarca insan göç etmek zorunda kalıyor” dedi. Bugün de savaşa karar verenlerin faturayı yoksul emekçi halklara kestiğini vurgulayan Akgün, “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu bedeli yoksul halkımız ve emekçiler ödüyor. Adına ‘yeni’ denilen, tek adamın ağzından çıkan her sözün ‘ferman’ sayıldığı rejimde demokrasinin, hukukun, adaletin son kırıntıları tek tek rafa kaldırılıyor. Milliyetçi, şoven, ayrımcı, tekçi, cinsiyetçi, mezhepçi siyasetin hakim siyaset haline getirilmesi için savaş, çatışma ve şiddet ortamı sürekli canlı tutuluyor; binlerce insanımızın ölümüne, emeğimizin ürünü olan kaynakların onlarca yıldır devam eden savaşa aktarılmasına, doğanın ve yaşam alanlarımızın yok edilmesine yol açıyor” ifadelerini kullandı.
Barış demenin nerdeyse yasaklandığını hatırlatan Yüksel Akgün, “Yıllardır ülkeyi dışarıya, emperyalist ülkelere bağımlı hale getiren, halkın emekçilerin alın terinin ürünü kamu iktisadi teşebbüslerini sermayeye yok pahasına satan, halktan topladıkları vergileri yandaşlarını beslemek için betona, inşaata gömenler bugün yaşanan krizi ‘ekonomik savaş’ olarak tanımlamaya çalışıyor. ‘Hepimiz aynı gemideyiz, batarsak hepimiz batarız’ diyenler, yıllardır hayata geçirdikleri sermaye yanlısı politikalarla yoksulluk ve sefalete ittikleri halktan daha fazla fedakarlık istiyorlar” dedi.
1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Kocaeli’de de Emek ve Demokrasi Bileşenlerinin çağrısıyla İzmit İnsan Hakları Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirildi. Kocaeli Eğitim Sen Kocaeli Şube Başkanı Hicran Aydın, barış isteyenlerin sürgün edildiği, göz altına alındığı, okullardan iş yerlerinden ihraç edildiğini hatırlattı ve “Sesimiz bastırılmaya çalışılıyor. Ama bilsinler ki korkmayacağız yılmayacağız geri durmayacağız” dedi. Yıllardır ‘Aynı gemideyiz’ diyenlerin savaşın faturasını yoksul emekçi halka yıkmaya çalıştığına dikkat çeken Aydın, “Biz onlarla aynı gemide değiliz” diyerek sözlerini bitirdi.
Basın açıklamasını ise KESK Dönem Sözcüsü Ethem Kartal okudu. Kartal, “Savaşın kararlarını alan emperyalistler ve iş birlikçileri her geçen gün dünya halklarının üstüne binen yükü ağırlaştırıyor ve savaşın bütün faturasını halklara kesiyor. Yüzyıllardır süren bu çıkar ve kar amaçlı savaş politikaları açlığa, susuzluğa, insan hayatının hiçe sayılmasına, bebeklerin cansız bedenin karaya vurmasına, daha binlerce olaya sebep oluyor. Ama ne olursa olsun bizler barışı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
İskenderun’da İHD’nin çağrısıyla bir araya gelen İskenderun Emek ve Demokrasisi güçleri, demokrasi, barış ve insan hakları arasında koparılamaz bir bağ bulunduğunu vurguladı.
İHD, HDP, EMEP, Eğitim Sen’in aralarında olduğu kurumlar, İskenderun Sosyal Tesisleri önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. İHD İskenderun Şube Eş Başkanı Coşkun Selçuk, Türkiye’nin temel sorununun insan hakları ve demokrasi sorunu olduğunu söyledi. Selçuk, bu temel sorununun en önemli halkasının da Kürt sorunu olduğunu dile getirdi.
Kalıcı barış için çatışma nedenlerinin ortadan kaldırılması gerektiğini belirten Selçuk, “Bunun için ilk yapılması gereken çatışmaların durması, sona erdirilmesi, diyalog yollarının açık tutulması, insan hakları ve demokrasi eksenli çözüm arayışlarına imkân sağlanmasıdır. Türkiye’nin yönetim sisteminin otoriterleştiği koşulların ortadan kaldırılarak, demokrasi ve insan haklarına dayalı yeni bir toplum sözleşmesi, barıştan ve barışı savunmaktan geçmektedir. İnsan hakları savunucuları olarak, ülkemiz başta olmak üzere tüm dünyada barışın egemen olduğu bir yaşam için insan hakları mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında Antep’te bir araya gelen kurum temsilcileri ve yurttaşlar basın açıklaması düzenledi. İnsan Hakları Derneği’nin çağrısıyla gerçekleşen açıklamaya, siyasi parti ve sendikaların yanı sıra HDP Milletvekili Mahmut Toğrul da katıldı.
Kürt sorununun çözümü ve Suriye savaşının son bulması taleplerinin öne çıktığı açıklamayı İnsan Hakları Derneği Şube Başkanı Salman Yelgin okudu. Barış talebinin siyasi haklar kadar ekonomik ve sosyal haklarla da ilişkili olduğunu belirten Yelgin ‘’Dünyanın neresinde olursa olsun, barışın haklara ve özgülüklere dayalı olarak sağlanabileceği düşüncesindeyiz. İHD Türkiye’nin temel sorununun insan hakları ve demokrasi sorunu olduğunun altını çizmiş ve bu temel sorunun en önemli halkasının da Kürt sorunu olduğu tespitinde bulunmuştur’’ dedi.
Ülke ekonomisindeki kötü gidişata da değinen Yelgin ‘’Ülke içinde ve dışında yürüttüğü askeri faaliyetlerin ekonomik maliyeti oldukça yüksektir ve bu Türkiye bütçesini zorlamaktadır’’ dedi.
Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklı sınır dışı operasyonların da yaşandığını söyleyen İHD Şube Başkanı Salman Yelgin ‘’Türkiye’nin ülke içinde yürüttüğü operasyonlar, Cerablus-Azez bölgesinden sonra Suriye’nin Afrin bölgesine de müdahaleyle sonuçlanmıştır’’ ifadelerini kullandı.
Demokrasi ve insan haklarına giden yolun barıştan geçtiğine vurgu yapan Yelgin, son olarak ‘’Tüm dünyada barışın egemen olduğu bir yaşam için insan hakları mücadelemizi sürdüreceğiz’’ sözlerini dile getirdi.
Altınoluk Cumhuriyet Meydanı’nda Demokrasi Platformunca gerçekleştirilen basın açıklamasıyla 1 Eylül Dünya Barış Gününde barışa ses verildi.
Demokrasi Platformunun hazırladığı basın açıklamasını Emek Partisi İlçe Yöneticisi Mehmet Tank okudu. Açıklamada savaşların kaynağının emperyalist sistem olduğu, günümüzde başta Ortadoğu olmak üzere bölgesel savaşlarla emperyalisler arası çıkar çatışmaların devam ettiği belirtildi. Suriye’de süren savaşa AKP hükümetinin de müdahil olduğu ve savaşın faturasının işçi ve emekçilere kesildiği vurgulandı.
İçerde ve dışarıda yaşanan savaşa karşı emek, barış, demokrasi, halk iktidarı için mücadele çağrısı yapılan açıklamada sırasında sık sık “Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği” “Yaşasın barış, bıji aşiti’ “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” sloganları atıldı.
Daha sonra Salim Yalçın tarafından Yannis Ritsos’un “Barış” şiiri okundu. Ardından elele tutuşan yaklaşık 250 kişilik kitle elele tutuşarak barış zinciri oluşturdu.
1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin, Şırnak Silopi’de Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ilçe örgütleri tarafından ortak basın açıklaması yaptı. Parti binası önünde yapılan açıklamada HDP Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş, Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile partililer katıldı.
Yapılmak istenen açıklama öncesi parti binasının önü polislerce çok sayıda zırhlı araçla ablukaya alandı. Açıklamanın dışarıda yapılmak istenmesine karşı çıkan polis amirleri ile partililer arasında tartışma da yaşlandı.
Tartışma esnasında polis amirlerine açıklama yapmanın Anayasal bir hak olduğunu hatırlatan HDP’li vekil Özgüneş, bu hakkın engellenemeyeceğini söyledi. Özgüneş, valilik izni alınması gerektiğini öne süren polis amirine yine “OHAL kalktı. Herkes istediği şekilde barışçıl açıklamalarını yapma hakkına sahiptir” dedi. Bir süre sonra polislerin geri çekilmesi üzerine açıklama yapılabildi.
HDP İlçe Eşbaşkanı Fatma Gündüz, yaptığı açıklamada Ortadoğu’daki halklar ve inançlar arasına yıllardır nefret tohumlarının ekildiğini ifade etti. “Bir yılı aşkın bir süredir ‘sonuna kadar savaş’ diyen siyasi iktidar karşısında ‘sonun kadar barış’ mücadelemizi eşitliğe, özgürlüğe ve demokrasiye olan inancımızla sürdürüyoruz” diyen Gündüz, büyük acı ve ağır bedellere neden olan ‘sonuna kadar savaş’ çizgisinin terk edilmesini istedi.
İHD Malatya Şubesi Merkez Postanesi önünde yaptıkları basın açıklamsı ile 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutladı. Postane önünde toplanan Sivil Toplum Örgütleri adına ilk konuşmayı yapan İHD Malatya Şubesi Başkanı Gönül Türkoğlu savaşın yıkıcılığına değinerek son 3 yıl içinde 2 bin 770 kişi (asker, polis, korucu, silahlı militan ve sivil) yaşamını yitirdiğini belirtti.
Türkoğlu’ndan sonra konuşan İHD MYK üyesi Servet Akbudak’da “Barışa sahip çıkacak sivil toplum örgütleri yok, muhalefet parti yok bir avuç insan barış diyor ancak bu toplumda barışa herkesin ihtiyacı vardır. Barışı sahiplenmenin tek yolu STÖ’lerin örgütlenip bu soruna bir son vermesi gerekiyor” dedi. Açıklamadan sonra gökyüzüne barışı temsil eden beyaz güvercinler uçuruldu.
Manisa Emek ve Demokrasi Platformu, 1 Eylül Dünya Barış Gününe ilişkin, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamasına platformu üyelerinin yanı sıra HDP ve CHP yöneticileri destek verdi. Platform adına açıklamayı Manisa Emek ve Demokrasi Platformu Dönem sözcüsü ve Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı Metin Demirel yaptı.
Savaşın kazananı, barışın kaybedenin olmadığını vurgulayan Demirel, temel kazanımların her geçen gün biraz daha yok edildiğini ifade etti. Seçilmiş milletvekilleri, belediye başkanları ve genel başkanların tutuklandığını ifade eden Demirel, “Yıkımın faturası hep aynı adrese; çocuklarını savaşa kurban veren, savaş ortamında üzerlerindeki sömürü katlanarak artırılan yoksullara ve emekçi sınıflara kesiliyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de savaşların, darbelerin ve ekonomik krizlerin bedelini yoksul halklarımız ve emekçiler ödemeye devam ediyor. Tam 701 haftadır çocuklarının akıbetini soran, faillerinin ve sorumluların hesap vermesini talep eden Cumartesi Anneleri bile bu insanlık dışı saldırıların hedefi tahtasına konuluyor. Tüm halkların eşit, özgür, insanca ve kardeşçe yaşayacağı bir dünyayı kendi ellerimizle kurmanın yolunu açmak için barışa ses vermeye çağırıyoruz. Savaşa hayır” dedi.
Çorum Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü için basın açıklaması gerçekleştirdi. Çorum Park’ta yapılan basın açıklamasını Emek ve Demokrasi Platformu adına Kesk Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Gül okudu. Gül açıklamada şunları söyledi:
Emekçiler için, kadınlar için, ezilen halklar için Barış; emeğinin karşılığını alabilmektir. Halkların eşit ve özgür birlikteliğinin sağlandığı, demokratik taleplerinin karşılandığı bir toplumsal mutabakattır. Halkların kardeşliğidir. Sadece bugünü değil geleceği de savunan ekolojik bir yaşamı hakim kılmaktır. Ötekileştirmenin ortadan kalkmasıdır. Derelerin özgür akmasıdır. Kadın erkek eşitliğidir. Çocuğun da hakları var diyebilmektir. Türcülüğü reddetmektir. Göçmenleri düşman görmemek, dayanışmayı büyütmektir.
2018 dünyasında, Ortadoğu coğrafyasında Türkiye’de her şeye rağmen Barışı savunmaya kararlı bizler; savaşın kazananı barışın ise kaybedeni olmadığı gerçeğini bir kez daha hatırlatarak ülkemizin geleceğine sahip çıkmak, demokrasiyi, laikliği, bağımsızlığı, barışı, eşitliği, özgürlüğü, adaleti savunmak ve gerçek kılmak için mücadelemizi sürdüreceğiz.
1 Eylül Dünya Barış Günü, Lüleburgaz’da Üçgen Park’ta kutlandı. Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu çağrısıyla yapılan kutlamaya, siyasi partiler, sendikalar, kadın örgütleri ve vatandaşlar katıldı. Lüleburgaz Kadın Platformu’ndan Aysel Balkan Tan açılış konuşmasını yaptığı etkinlikte, basın açıklamasını CHP Lüleburgaz İlçe Başkanı Bülent Metin okudu.
Şiirlerin okunduğu, halayların çekildiği anma etkinliğinde, ‘savaşa hayır, barış hemen şimdi’, anaların gözyaşı, katilleri boğacak’, ‘ABD Ortadoğu’dan defol’ sloganları atıldı.
Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Barış yaşamdır, huzurdur, berekettir… Toprağa kan, gözyaşı, ceset yerine, ‘hayat’ ekmekse güzel ve doğru olan: Kötülüğün görkemini paylaşıp pekiştirmemeli, umutsuzluğu bir alışkanlık haline getirmemeli insanoğlu!.. Barışı daim kılmalı tüm yeryüzünde.”
Samsun’da Dünya Barış gününde KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla İstiklal Caddesi Süleymaniye Geçidi’nde basın açıklaması düzenlenerek barış talebi haykırıldı.Açıklamaya sendikalar, siyasi partiler ve derneklerin yönetici ve üyeleri ile yurttaşlar katıldı.
KESK dönem sözcüsü Yılmaz Tuluk’un okuduğu açıklamada “Dünya Barış Günü’nün ilan edilmesinin üzerinden 79 yıl geçmesine rağmen emperyalistler savaştan kan dökmekten barbarlıktan vazgeçmiyor, dünyayı kana bulama ya devam ediyorlar” denildi.
“Savaşı onlar çıkarıyor, bedelini halklar ödüyor” denilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Çünkü onlar savaştan, savaş ortamının sunduğu sömürüden besleniyorlar. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de savaşların darbelerin ve ekonomik krizlerin bedelini yoksul haklarımız ve emekçiler ödemeye devam ediyor. Kürt sorununun eşit haklara dayalı, barışçı ve demokratik bir temelde çözüm yolunun kapatılması, çatışmaların artarak devam etmesine ve gençlerimizin birer birer toprağa düşmesine, yıllardır kanayan yaranın daha da derinleşmesine sebep oluyor.
Hükümet, bütün vatandaşların her türlü hak ve adalet talebini Cumartesi Anneleri’nin 700 haftadır sürdürdükleri adalet arayışına yaptığı gibi devletin bütün aygıtlarını kullanılarak saldırıp bastırmaya çalışıyor.
Hepimizin barışın iyileştirici gücüne ihtiyacımız var. Hangi milletten, dinden olursak olalım hepimiz adaletin eşitliğin, kardeşliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünyaya özlem duyuyoruz. Bu özleme kavuşmanın yolu savaş ve çatışmadan değil barış ve kardeşlikten geçiyor. Tüm emekçileri barış mücadelesinde omuz omuza olmaya barışa ses vermeye çağırıyoruz.”
Kayseri’de Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Gününde bir araya geldi. Etkinlikte “Savaşa hayır, barış hemen şimdi!”, “İş Barış Özgürlük”, “Yaşasın 1 Eylül Dünya Barışı” sloganları atıldı.
Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını okuyan SES Kayseri Şube başkanı Orhan Karakaya, “Emperyalist devletler ve iş birlikçileri kendilerine bağlı kukla yönetimleri, vekalet savaşları adı altında maşa olarak kullanırken kardeşi kardeşe kırdırıyor, sınırları yeniden çiziyorlar. Eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye dair temel kazanımlar her gün biraz daha yok ediliyor” dedi.
“Savaşları zenginler çıkarıyor, bedelini biz yoksullar ödüyoruz” diyen Karakaya açıklamasını söyle sürdürdü:
“Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ölen hep yoksul emekçi çocukları oluyor. Savaşların, darbelerin ve ekonomik krizlerin bedelini yoksul halkımız ve emekçiler ödemeye devam ediyor. 1 Eylül Dünya Barış gününde fedakarlık isteyenlere sesleniyoruz. Aynı gemide değiliz!”
Birlik çağrısı yapan Karakaya konuşmasına şöyle devam etti:
“Geleceğimize sahip çıkmak, demokrasi, bağımsızlığı ve özgürlüğü savunmaktan başka çaremiz yoktur. Kutuplastirici bir sekilde bizleri yönetmeye çalışanlara karşı inadına barış inadına kardeşlik diyoruz!”
“Barış istiyoruz!” yazılı balonların uçurulmasının ardından basın açıklaması sona erdi.
Kaynak: Evrensel, Sendika.Org, Mezopotamya Ajansı
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…