Artı Gerçek’ten Esra KOÇAK MAYDA’nın haberi.
Seçimlere bir haftadan kısa bir süre kalırken, kulislerde ve basında seçim sonrasına ilişkin senaryolar da yoğunluk kazanmaya başladı. Bugünün dikkat çeken değerlendirmelerinden biri de İngiltere’de yayınlanan The Guardian gazetesinden geldi.
İLGİLİ HABER: ERDOĞAN SEÇİMLERİ FESHEDEBİLİR
Gazete, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını kazanıp Meclis çoğunluğunu kaybetmesi durumunda ortaya çıkabilecek senaryolara ilişkin değerlendirmeler yaptı. Referandumda cumhurbaşkanına Meclis’i feshetme yetkisi verildiğine dikkat çeken gazete, Erdoğan’ın bu yetkisini kullanabileceğini belirtti.
116. MADDE İLE GELEN DEĞİŞİKLİK
Anayasa’nın referandum ile değiştirilen 116’ncı maddesi, “Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır” diyor. Erdoğan’ın seçilmesi durumunda bu yetkisini kullanıp kullanmayacağını CHP İstanbul Milletvekili ve Cumhuriyet eski Başsavcısı İlhan Cihaner’e sorduk.
İktidarın referandum sürecinde Meclis’te birçok siyasi partinin bulunmasının güçlü parlamento anlamına geleceğini belirterek propaganda yaptığını ifade eden Cihaner, şimdi ise Meclis’i cumhurbaşkanına uydurmak istediklerini söyledi. “Madem ki parlamento ilk turda belli oluyor, cumhurbaşkanı da ona göre belirlensin. Halka bunu propaganda edin” diyen Cihaner, bunun yerine parlamentoyu cumhurbaşkanına uydurmaya çalıştıklarını ifade etti.
“ANAYASA’YA GÖRE 3. KEZ ADAY OLAMAZ”
The Guardian’ın bir ayrıntıyı kaçırdığına dikkat çeken Cihaner şöyle konuştu: 2014 seçimleri Erdoğan’ın ilk seçimleriydi, bu seçimler ikinci seçimi olacak. Anayasa’ya göre cumhurbaşkanı üçüncü kez aday olamayacak. Yani Erdoğan, Meclis’i feshederse, üçüncü kez aday olamayacak. The Guardian’ın atladığı şey bu. Ancak parlamento seçimleri yenilerse yeniden aday olabilecek.
Değiştirilen Anayasa maddesine göre cumhurbaşkanın ancak parlamento seçimlerinin yenilemesi halinde aday olabileceğinin altını çizen Cihaner “Şu durumda seçimin yenilenmesini ne CHP ne HDP ne de diğer muhalefet partileri istemeyecektir” dedi.
“BÜYÜK ŞEHİRLERİ KAYBETMEYİ GÖZE ALAMAZ”
Cumhuriyet eski Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu ise Anayasa’nın yeni 116. Maddesi gereğince cumhurbaşkanına Meclis’i feshetme yetkisi verildiğini, ancak Erdoğan’ın önümüzdeki yerel seçimlerde 3 büyük şehri kaybetmeyi göze alamayacağı için bu yetkiyi kullanmak istemeyeceğini ifade etti.
AKP’li Mustafa Şentop, 24 Haziran’da parlamento çoğunluğu ve cumhurbaşkanlığının farklı partilerde olma olasılığını değerlendirdi.
Hürriyet’ten İpek Özbey’in konuya ilişkin yönelttiği sorular ve Şentop’un cevapları şöyle:
– Bu sistem, Cumhurbaşkanlığını ve meclisi farklı taraflar kazanırsa da işler mi?
Bu sistem en iyi, cumhurbaşkanının siyasi partisinin çoğunlukta olduğu bir parlamento yapısıyla işler. Parlamento yapısının farklı bir durumda olması halinde de iyi işler diyebilirim ama bu ancak sistemin yerleşmesinden sonrası için geçerli. Yani 2023, 2028… 24 Haziran seçimlerinde, Meclis’te cumhurbaşkanının siyasi partisinin çoğunlukta olması çok önemli; bir kuruluş dönemi bu. Aksi halde sistem kör topal başlar, Türkiye 7 Haziran’daki gibi yeni bir duraklama dönemine girer.
– Öyleyse yerleşmesi için epey uzun bir zamana ihtiyaç var…
24 Haziran’dan sonra oluşacak parlamento sadece sistemin uygulanacağı bir ilk dönem değil, aynı zamanda sistemin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşeceği, kurucu bir dönem olacak. Bu sistemle ilgili anayasal bir değişiklik yaptık. Fakat yapılması gereken değişik sadece anayasal düzeyde değil. Uygulamaya dair bazı değişikliklerin de kanunlarla yapılması, yeni bir Meclis iç tüzüğünün hazırlanması gerekiyor. İlk 5 yıllık dönem kuruluşun tamamlanacağı dönem.
– Peki farklı taraflar kazanırsa Meclis, başkanı kitleyebilir mi?
Başkanın işini zorlaştırabilir. Tabii kanunla düzenlenecek birçok alan var. Biz Cumhurbaşkanı’na kararname çıkarma yetkisi de verdik. Bu yetkiyle Cumhurbaşkanı Meclis’in kanun çıkarmasına özel olarak gerek duymadan, kararnameyle icra yetkilerini kullanabilir. Ancak Meclis, bütçe üzerinden bir engelleme yapabilir. Gerçi biz bu sistemle, bu tür ihtilafları minimize edecek mekanizmaları da kurduk. Vetodan sonra zorlaştırıcı veto dediğimiz salt çoğunlukla kanunu geçirme zorunluluğu getirdik. Cumhurbaşkanı, bütçenin vaktinde hazırlanmaması halinde geçici bütçe yapıp devam edebilecek. Tabii bu da Meclis denetiminde olacak. Birbiriyle husumet içinde bulunmayan bir parlamento ve cumhurbaşkanıyla sistem iyi işler. Bu söylediklerim 24 Haziran seçimleri için değil, sistem yerleştikten sonraki dönemler için geçerli. Ancak aradaki ihtilaf düşmanlığa varırsa belirlediğimiz bir çıkış yolu da var.
– Nasıl bir çıkış yolu?
Meclis’in beşte üç çoğunlukla seçimleri yenileme kararı alması. Ki böyle bir durumda Meclis kendi seçimiyle beraber cumhurbaşkanlığını da yeniliyor. Ve ya cumhurbaşkanının kendi seçimini ve Meclisin seçimini yenileme kararı alması.
– Diyelim ki yeniden erken seçime gidildi. Cumhurbaşkanı seçilme hakkının birini yitirecek mi?
Tabii. Burada bir tespitimi söylemek isterim: Biz bu hükümet sistemi değişikliğini yaptıktan sonra prensip olarak 3 Kasım 2019’da seçim yapılacağını benimsemiştik. Muhalefetin temel stratejisi 3 Kasım 2019’a kadar bir oyun kurmaktı. 2002’den bu yana biraz da dünyadaki güç unsurlarının Tayyip Erdoğan’ın gitmesine yönelik yürüttüğü bir operasyon var. Bunu dışarıdan yapmak gibi bir imkânı yok, içeriden yapılması için çalışılıyor. 16 Nisan’da ‘hayır’ oylarının toplamı bir ümit ortaya çıkardı. O zamanki kampanyayı yürütenler kendi amblemlerini silikleştirdi, sadece Tayyip Erdoğan muhalifliği üzerinde toplandılar. Alınan sonuç da onları ümitlendirdi. ‘Hayır’ blokunu 3 Kasım’da seçimlerde bir arada tutacak bir strateji üzerinde çalışıyorlardı. Tek adayla yola çıkmak gibi bir niyetleri vardı. Ancak erken seçim kararı alınınca oyun kurmaya değil, oyun düşünmeye bile vakitleri olmadı. Çok kısa bir zaman içinde aralarındaki ihtilafları aşmaları gerekiyordu, beceremediler. Şimdi ikinci bir stratejiyi benimsediler, o da Meclis’te çoğunluğu almak. Bu muhalefete öğretilen B planı. Onun dedikodusunu yayıyorlar. Böyle bir ihtimal de görmüyorum ben.
Kaynak: Artı Gerçek
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…