Özgür Denizli

Dört partinin yerel yönetim seçim stratejisi netleşiyor

Yerel yönetim seçimlerine yönelik çalışmalar hız kazanıyor. Çalışmalarda ittifak tartışmaları öne çıkıyor. Parti temsilcileri peşpeşe açıklamalar yapıyor.

CHP cephesi: Yiğit, düştüğü yerden kalkar. …Ankara ve İstanbul alınacak

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün kulislere dayandırdığı haberine göre CHP, yerel seçimlerde ‘mutlaka alınması gereken’ 6 ili belirledi. Yerelde, Millet İttifakı tabanında karşılığı olan adaylar gösterilecek.

“Hedef altı büyükşehir” başlığıyla yayımlanan habere göre CHP, 24 Haziran seçimlerinin ardından uzunca bir süre iç tartışmalar yaşadıktan sonra yerel seçimlere yönelik hazırlıklara başladı. Partide, yerel seçimlerin özellikle büyükşehirlerde ‘eldeki belediyeleri korumak, elde olmayanları almak’ parolasıyla yürütülmesi amaçlanıyor. Halen İzmir, Eskişehir, Muğla, Aydın, Hatay ve Tekirdağ CHP’li başkanlar tarafından yönetiliyor.

CHP’liler, ” Yerel seçimlerde olası bir AKP-MHP ittifakının bu büyükşehirlerde de CHP için tehdit olabileceği” görüşlerini abartılı buluyor. Parti yönetimine göre, eldeki belediyelerin kaybedileceğine ilişkin bir risk bulunmuyor. Anketlerin de AKP ile MHP arasında bir ittifakın dahi başta İzmir olmak üzere CHP’nin elindeki belediyelerle ilgili tehdit edici sonuç vermediği belirtiliyor.

Özel: Yiğit, düştüğü yerden kalkar, yerel seçimlerde Ankara ve İstanbul alınacak!

CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, yerel seçimlere ilişkin açıklama yaptı.  CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, 2019 yılında yapılacak yerel seçime ilişkin “Yiğit, düştüğü yerden kalkar. Biz Ankara ve İstanbul’u kaybettik. Ankara ve İstanbul alınacak” dedi.

Parti içinde hedeflerin yanı sıra en çok aday isimleri ve kriterleri konuşuluyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere en kritik yerlerde birden çok adayları bulunduğunu her platformda vurgulamasına karşın isim vermekten kaçınıyor. Kılıçdaroğlu, yakın çevresine “şu ana kadar özellikle yeni hedef olarak belirlenen yerlerle ilgili kimseye adaylık için söz vermediğini, kimseyi dışlayıp ötekileştirmeyeceğini” vurguluyor. Kılıçdaroğlu’na göre adayın partili ya da parti dışından olması diye kesin bir ayrım olmayacak. Partilinin de partili olmayanın da adaylık şansı olacak. Kılıçdaroğlu için eldeki belediyelerin yanı sıra alınmasını istediği belediyeler için en önemli kriterin “seçilecek isimler” olduğu belirtiliyor. CHP lideri, parti yöneticilerine mutlaka bu nitelikte adayların aranıp bulunması talimatını verdi.

Özel, “CHP kriterleri belli. Dürüst, namuslu, çalışkan, ehliyet sahibi kişileri, toplumda karşılığı olan kişileri belediye başkanlığına aday gösteriyor. Bu Türkiye’nin hangi coğrafyasında olursa olsun bu kriterler değişmeyecektir. CHP hiçbir seçmeni ötekileştirmiyor. 81 milyonun partisiyiz. 55 milyonun seçmenin 55 milyonundan da oy alabilecek tertemiz belediye başkanı adaylarımız olacak. Yiğit düştüğü yerden kalkar. Biz Ankara ve İstanbul’u kaybettik. O günden sonra Türkiye’de bugünkü iktidarın kadrolarının kamu gücünü eline geçirmek ve oradan başlayan bu sürecin sonunda bu noktaya kadar geldiler. Önümüzdeki seçimler yiğidin düştüğü yerden kalkacağı seçimlerdir. Nerede kalmıştı bu süreç, bu korku filmi nerede başladıysa orada bitecek. Ankara ve İstanbul alınacak. İstanbul ve Ankara’nın alınışı da 3 büyük şehri elinde bulunduran CHP’nin önümüzdeki süreçteki yükselişinin ilk başarıları, ilk işareti olacaktır.”

**

HDP cephesi: ‘KAYYIMCI ZİHNİYETE KARŞI GELİŞMİŞ DEMOKRASİ’

Yerel seçim strateji toplantısını sonrası Temelli HDP’nin stratejini ortaya şu şekilde koymuştu: ”Yerel seçimlere giderken bu 7 aylık dönemi verimli bir şekilde değerlendirmek istiyoruz. Biz radikal demokrasi perspektifimizle yerinden yönetim anlayışını, yerel demokrasi anlayışını hayata geçirmek istiyoruz. Aslolan insanın kendini ve kentini yönetmesidir. Bugün Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na bile şerh koymuş bu zihniyete, bu kayyımcı zihniyete karşı gelişmiş bir demokrasi, insan haklarına saygılı, kuvvetler ayrılığı çerçevesinde bir demokrasiyi bu ülkeye vaat eden bir yerel demokrasi anlayışıyla hepinizi bu yolculuğa bir kez daha davet ediyorum.”

HDP’nin seçime ittifak ile girip girmeyeceği sorusuna yanıt veren Temelli, “İttifak tabanda olmalı. İttifak gençlerin, kadınların, emekçilerin, halkların yanyana gelmesiyle olabilir. Türkiye’deki demokrasi güçlerini yanyana getirebilecek hassasiyetleri dikkate alabilecek siyaseti dinlendirmek, siyaseti toplumlaştırmak gerek. Bizim ittifak anlayışımız tabanla olan diyalogtur. Bu diyaloğa bağlı olarak da, tabanların, halkların, emekçilerin yanyana gelebileceği zeminleri yaratmıktır, bu platformları var etmektir. Yerel seçimlere giderken de önceliğimiz bu noktada olacaktır. Yerel seçimler, genel seçimlerden çok daha farklı bir dinamiğe sahip. Adayların belirlenmesinde, yerel politikaların belirlenmesinde, daha fazla yerele söz ve inisiyatif bırakılmalı. Taban demokrasisine uygun taban ittifakının yolunu açmaktır. Partiler arasındaki ittifak üzerinden daha seçimlere 7 ay gibi bir süre varken, bunu Ankara kulislerine bağlamak çok sağlıklı bir yöntem değildir. Biz bu 7 ayda yerel dinamiklerin taleplerini açığa çıkaracak politikalar izleyeceğiz. Kulislere sıkışmık bir ittifak anlayış yoktur. Bunu en iyi yapan Cumhur İttifak’ıdır. Yaptıkları şey, seçmen iradesine ipotek koymaktır, siyasi iradenin gaspıdır. 24 Haziran’da yaptıkları gibi seçmen iradesine saygı göstermen bir anlayıştır. Biz böyle bir anlayışın içinde olmak istemiyoruz” şeklinde yanıt veriyor. Temelli, “Biz, HDP olarak Türkiye’nin her yerinde seçime gireceğiz. Bu, bileşenlerimizin siyasi perspektifini ortadan kaldıran bir şey değildir. Biz, çoklu hukuka dayanan bir siyasi parti olduğumuz için seçime girerken, strateji olarak önümüzdeki yerel seçime HDP olarak girmeyi uygun gördük” şeklinde yerel seçim stratejilerine açıklık getiriyor.

Taban ittifakı ile ilgili HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, “Bizim baştan ittifak yapma heves ve hırsımız yok ama aynı şekilde toplumdaki beklentiyi de yok sayma, görmezlikten gelme gibi bir hakkımız yok. Bütün siyasi partiler toplumun beklentisini, talebini gözetmek zorundadır.” şeklinde görüşlerini paylaşıyor.

**

AKP cephesi: Cumhur İttifakına devam

AKP’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, partisinin yerel seçim stratejisiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

CNN Türk canlı yayınında konuşan Özhaseki,Aday profiline ilişkin, “Parti olarak adaylarımızda aradığımız en önemli özellik ahlak, erdemli, tevazu sahibi olmasını arayacağız. ‘Küçük dağları ben yarattım’ diyen birinin belediyecilikte işi yok. Biraz da işi bilmeli liyakat sahibi olmalı tabi. Para yönetimini bilmeli. İşin ehli ve çalışkan olmalı” dedi.

Özhaseki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ittifak açıklamalarına ilişkinde şunları paylaştı: “MHP ile cumhur ittifakına gittik. Millet bunu sevdi ve tuttu. Bunun yerel seçimlerde de devam etmesi kadar normal bir şey olamaz. Ama nasıl olacağı, anlaşılacağı o kadar zor ki yerel seçimlerde. Bunun epeyce tartışılması gerekiyor gerek kendi kurullarımızda gerekse tabiki MHP’nin kendi içerisinde olgunlaştıracağı bir süreç olarak görüyoruz. Emin olun Devlet beyin bu kaygısından ben de bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak tedirginlik duyuyorum. Önümüzdeki günlerde gelişmelere göre karşı partilerin ne yapacağı da çok önemli. Tavır alınabilir. Yeni Görüşmeler yapılabilir. Değişik alternatifler denenebilir. Bunların hepsi tartışmaya muhtaç. Çünkü 1 artı 1 hiç bir zaman 2 etmiyor. Uzun uzun tartışılıp belki de yeni anketlerle strateji belirlemek gereken bir konu diye düşünüyorum. Asla soğuk değiliz çünkü cumhur ittifakının doğru olduğuna inandık. Sonuna kadar savunduk aynı ittifakın Meclis’te devam edeceğini ileride görürsünüz. Bunun yerel seçimlerde de devam etmesi kadar olağan bir şey olamaz” dedi.

Özhaseki şöyle devam etti: ”Biz prensip olarak kendi içimizde sanki hiç ittifak yokmuş gibi çalışmalarımıza devam ediyoruz. İleride cumhurbaşkanımızın katıldığı toplantılarda da bu net olarak tartışılır. Onun da kararı net olarak ortaya çıkar. Oradaki çıkacak karara da tabii ki saygı duyarız. Emin olun Devlet beyin bu kaygısından ben de bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak tedirginlik duyuyorum. PKK, İstanbul’da herhangi bir ilçesini gelip de idare etsin istemiyorum. Dün resmi olarak CHP Sözcüsü ‘ittifak yok’ dedi. Güzel. Ama CHP misyonu üzerinde tanınan, bilinen bir çok insan, eski genel başkan yardımcıları, parti meclis üyeleri ‘HDP ile ittifak olmalı’ diye geziyorlar. Bunları TV’de izledik. HDP ile ittifak denilince Türkiye’de yaşayan herhalde 81 milyonun 80 milyonu PKK ile ittifak manasına geldiğini çok iyi biliyor. Çünkü HDP’nin listeleri Kandil’de hazırlanıyor. Önümüzdeki günlerde gelişmelere göre karşı partilerin ne yapacağı da çok önemli. Tavır alınabilir. Yeni Görüşmeler yapılabilir. Değişik alternatifler denenebilir. Bunların hepsi tartışmaya muhtaç. Çünkü 1 artı 1 hiç bir zaman 2 etmiyor. Uzun uzun tartışılıp belki de yeni anketlerle strateji belirlemek gereken bir konu diye düşünüyorum. Asla soğuk değiliz çünkü cumhur ittifakının doğru olduğuna inandık. Sonuna kadar savunduk aynı ittifakın Meclis’te devam edeceğini ileride görürsünüz. Bunun yerel seçimlerde de devam etmesi kadar olağan bir şey olamaz. Ekim ayı sonunda zannediyorum bütün raporlarımız ortaya çıkar.”

Yerel seçimlerde ittifak ile ilgili Erdoğan’da görüşlerini Kırgızistan dönüşü ittifakı netleştiriyor: ”CHP’nin HDP’den, HDP’nin CHP’den aday gösterip göstermemeleri bizi ilgilendirmiyor, kendi iç meseleleri. Bizim dışarıdan (parti dışından), içeriden diye bir şeyimiz olmaz. AK Parti’nin ilkelerini benimsemiş, AK Partililiği tescillenmiş olan kişi bizim adayımız olur. Sipariş adaylar, belediye başkanlığında hiç uygun düşmez. Bu farklı bir şey. Belediye başkan adayının bir karşılığı olacak ki partinin oy tabanına hitap edebilsin ve partinin oy miktarı ile karşılığı olan oy birleşmiş olsun. Cumhur İttifakı meselesine gelince, doğrusu Sayın Bahçeli’nin bu konudaki yaklaşımı tam nedir bilemiyorum. Biz böyle bir noktada bu işe olumlu yaklaşabiliriz. Milletvekili seçiminde attığımız bir adım var. Yerel seçimlerde de böyle bir adımı müşterek olarak atabiliriz. Bunun için arkadaşlarımızın, başta liderler olarak bizlerin oturup konuşmalarında fayda var. Taraflar olumlu bakarsa böyle bir adım niye olmasın, olabilir.”

Hürriyet’ten Nuray Babacan’ın haberine göre AK Parti, 2019’daki yerel seçimlerden önce belediye başkanlarının uyması gereken ‘ana kurallar’ı,‘Yerel Seçim Manifestosu’ adıyla açıklayacağını duyurdu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıklayacağı bu manifesto, bir anlamda belediye başkanlarının taahhütü olacak. Bu metinde yazılanlara uymayanlar yeni seçim beklenmeden gidecekler. AK Parti Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki, çalışmayı ve amacını şöyle özetledi:

“Belediye başkan adayı olarak belirlediğimiz isimler için seçimlerden önce Cumhurbaşkanı manifesto yayınlayacak. Örneğin bu metinde, ‘Yeşil alanlarda katliam olmayacak’, ‘Bir ilçe belediye başkanı ilçesinde eskortla dolaşamayacak’ denilecek. Prensiplerimizi belirleyeceğiz. Belediyeler için partinin denetimi bu olacak. Başkan, istişare ederek çalışacak. Bu metinden yola çıkarak, hata yapan belediye başkanını uyaracağız. Buna rağmen bir şey değişmiyorsa, görevinin bitmesine bir yıl da olsa, iki yıl da olsa mevcut başkanı değiştireceğiz. Başkanlar bu prensiplere uyacak, uymayan gidecek. Seçimi beklemeyeceğiz. Genel merkezin uyarılarını dinlemeyen gidecek. Seçmen de bunu bilecek. Bazı konularda kanuni önlem alacağız. Ama her şey kanunlara yazılmıyor. Seçim öncesi bu kuralları açıklayacağız ve herkesin de buna uymasını bekleyeceğiz.”

**

MHP cephesi: Protokollü ittifak

Bahçeli cumhur ittifakının devamı yönünde açıklamaların şu gerekçelerle dile getiriyor: “Türkiye’de PKK’nın yöneteceği belediye kesinlikle olmamalı, 15 Temmuz öncesine dönülmemeli, CHP- HDP ve yedekleriyle kurulan karanlık ittifakın hesabı cumhurun iradesiyle bozulmalıdır”

Bahçeli’nin yerer seçim kaygısının büyük olduğu peşpeşe yaptığı açıklamalardan belli. Son açıklamasında Bahçeli şöyle diyor “Ülkenin geleceğine yönelik hassasiyetlerimizi pazarlık konusu yapmayız. İstanbul, Ankara ve İzmir’in şer ittifakının eline geçmesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tartışmaya açabilir. Kayyum yönetimindeki belediyelerin de PKK’nın siyasi uzantılarında kalması uluslararası arenada sıkıntılı bir mesaj ve görüntü oluşturur” dedi.

MHP ile AKP’nin yerel seçimlerde olası ittifakı anayasaya takıldığı için protokol esasına dayalı ittifak gündemine almış durumda. MHP’de hedef CHP ve HDP’den belediye almak.

MHP, Eskişehir, Aydın, Burdur, Edirne, Iğdır, Van-Gevaş belediyelerini AKP ittifakı ile almayı düşünüyor.

Sarıkaya MHP’nin yerel seçimlere yönelik strateji tartışmaları ile ilgili şunları paylaşıyor:  ” MHP’de AK Parti ile Cumhur İttifakı içinde olmanın kendileri açısından getirecekleri ile götüreceklerinin iyi hesaplanması gerektiğine de vurgu yapılıyor”

“MHP öncelikle mevcudu korumanın peşinde. Yani, Adana, Mersin, Manisa’daki durumunu AK Parti ile konsolide etmenin çabasında olduğu açık”

“Yani bir yerde ‘Cumhur İttifakı ile gireceğim’ diye eldekini de kaybetme olasılığına dikkat çekiliyor; bunun için Adana ve Mersin örneği veriliyor. Bu ilde Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı geçen sandık CHP ile ittifak yaparak alan MHP’nin oyu son seçimde yüzde 11.1’e indi¸ İYİ Parti de kendisinden 2 puan fazla aldı. Bu kez CHP ile ittifak olanaksız, ayrıca Adana’yı AK Parti de istiyor. Mevcudu tutmanın yolu da ‘Herkes elinde olanı korusun, iki partinin olmadığı yerlerde kim güçlüyse onu desteklesin’ formülünü getirmek istiyor.”

**

İYİ parti cephesi: İttifak yok.

İYİ Parti yerel seçim çalışmalarını 1 Eylül’de başlatıyor. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ikinci sınavı olarak değerlendirilen yerel seçimde partinin ilk adımı ‘sacayağı’ sistemi olacak. 24 Haziran’da yapılan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçiminde ‘ Millet İttifakı’ içinde yer alan İYİ Parti, yerel seçimde herhangi bir partiyle hareket etmeyecek.

Hürriyet’ten Gamze Kolcu’nun İYİ parti kaynaklarından edindiği bilgiye göre, çalışmanın ilk adımı, şekilleneceği üç ana başlık nedeniyle ‘sacayağı sistemi’ olarak belirlendi. Bu kapsamda öncelikle bölgelerin il ve ilçelerin tek tek ‘ihtiyaçları’, ‘öncelikleri’ ve ‘eksikleri’ saptanacak. Daha sonra ise seçmenin beklentisi ile memnuniyeti de belirlenecek ve detaylı rapor hazırlanacak.

Genel seçimlerde yaşanan genel merkez ve taşra teşkilatları arasındaki kopukluk giderilecek. ‘Yerel seçimde bağlar güçlendirilsin’ kararı alınırken, aday belirleme sürecinde yerel dengeler gözetilecek. Mevcut yerel yönetimlerin hataları ve yönetim zafiyetleri belirlenecek, bu konularda çözüm üretebilecek adaylarla seçime girilecek.

Eylül-ekim gibi genel merkez tarafından büyükşehir belediyesi adaylarının daha sonra ise ilçe belediye başkanı adaylarının açıklanması bekleniyor. ‘ Millet İttifakı’nın faydası olmadı’ değerlendirmesinin öne çıktığı İYİ Parti yerel seçimlerde ittifak yapmayacak; yerel seçime kendi adayıyla girecek.

 

Exit mobile version