Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nce 500 maden sahasının ihale edileceği duyurdu. Geçtiğimiz günlerde bu ihalenin işaretini veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, bu yıl ihale edilen maden sahası sayısını 2 bine çıkarmayı hedeflediklerini söylemişti. Dönmez, geçen yıl kömür üretiminde 101.5 milyon ton ile rekor kırıldığını, ancak halen yaklaşık 30 milyon ton civarında kömürün ithal edildiğini ve bunun için yılda 4 milyar dolar civarında bedel ödendiğini belirterek, “Bu açığı kapatmamız lazım ve üretimi arttırmaya kararlıyız” ifadesini kullandı.
Soma’da ve Ermenek’te yaşanan madenci ölümlerinin hemen sonrasında maden yasasında değişikliğe gidilmişti. Elbette bu yasa da işçinin çıkarına herhangi bir iyileştirme söz konusu bile olmamştı. Maden yasasında yapılan birçok değişiklikle doğal yaşam alanları, ormanlar, koruma bölgeleri maden ve enerji sahaları için kurban edildi. Maden ve enerji sektörleri için yaratılmış olan büyük bir yağma alanına yenilerini eklemeye çabalayan AKP iktidarı süresince, Türkiye’de madenler için 55 bin adet saha belirlenirken, 593’ü yabancı olan binlerce şirkete maden ruhsatları dağıtıldı.
“Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” Şubat 2019’da yürürlüğe girmişti. Kanunla birlikte şirketlerin kuruluş sözleşmelerinde yer alması gereken ‘madencilik statüsü’ kaldırılarak tüm şirketlerin madencilik faaliyetlerine girebilmesi sağlandı. Madenlerin yurt içinde işlenmesi halinde yüzde 1 ila yüzde 2 düzeyinde olan devlet hakkının yüzde 75’inden vazgeçildi. Maden sahalarında verilmiş olan ruhsatlar kapasite arttırımı veya aynı havzada yeni maden ocağı açılması halinde aynı ruhsatın yeni alanı da içine alması sağlanıp, yeni bir ruhsat ve dolasıyla yeni bir ÇED işlem süreci kaldırıldı. Ayrıca geçtiğimiz gün MAPEG, Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü’ne yazdığı bir yazıda, madencilik faaliyetleri sırasında zorunlu olarak ihtiyaç duyulan altyapı tesisleri için talep edilen alanlarda, alanın pasa döküm alanı olarak kullanımıyla ilgili MAPEG’in görüşünün sorulmasına gerek olmadığını bildirdi.
Kaynak: Yeni Yaşam
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…