Dersim’de savaş uçakları ve helikopterlerinin bombardımanı ile top atışları sonucu çıkan yangın iki haftayı aşkın bir süredir büyüyerek devam ediyor.
Bugüne kadar değişik bölgelerde on binlerce hektarlık yeşil alan yangın dolayısıyla kül olurken, yaban yaşam da bundan zarar gördü.
Ekolojistlere göre bölgede yaşayan ayı, domuz, tilki, kaplumbağa, yavru kuş, sincap, dağ keçileri, tavşan, sürüngenler ve bin bir çeşit böcek, kelebek ve arı öldü.
Hozat ilçesinde üç hafta önce başlayan ve kent merkezi kırsalında süren yangınlara “güvenlik bölgelerinde” olduğu gerekçesiyle müdahale edilmiyor. Bölgeye yangını söndürmek için giden gönüllü ekipler de yol güzergâhlarındaki karakollar tarafından engelleniyor.
Gönüllü ekipler tarafından Bali Deresi, Bali Mezrası, Müşkirek Köyü, Bakır Dağları ve Çırtık Deresi’nde yangın kontrol altına alınmaya çalışılıyor; ancak ekiplerin yetersizliği, araç-gereçlerin bulunmaması nedeniyle yangın giderek büyüyor.
Bir grup gönüllü kadın yangını kontrol altına almaya çalışıyor. Bunlardan üniversite öğrencisi Tijda Kılıç, Dersim’in doğasına yönelik düşmanca bir politikanın izlendiğini söyleyerek, “Günlerdir doğamız yanıyor. Ancak, hiçbir şekilde müdahale edilmiyor” diyor.
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Kılıç, yangına müdahale etmek isteyen gönüllülerin de engellendiğini söylüyor.
“Doğamıza, toprağımıza, ağaçlarımıza düşmanlar. Onlar yaksalar da biz her gün söndürmeye geleceğiz. Onlar ormanlarımızı yaksalar da biz yeşerteceğiz. Tek amaçları Dersim’i insansızlaştırmaktır.”
Müşkirek Köyü sakinlerinden Birgül Zeytin de Dersim’de orman yangınların her yıl ‘gelenekselleştiğini’ söylüyor.
Buna karşın doğayı sahiplenme çağrısı yapıyor Zeytin: “Şimdi daha fazla duyarlı olmamız gerekiyor. Bir kişi yanan bir ağacı söndürse birçok şeyi değiştirmiş olur.”
Gönüllülerden Nilüfer Akdağ da devletin ormanlarını bilinçli bir şekilde yaktığını savunuyor ve Tunceli Valisi’ne şu çağrıyı yapıyor:
“Vali, Dersim’de orman yangınlarının olmadığını söylüyor. Kendisine çağrımdır. Gelip yerinde incelesin. Var mıdır, yok mudur? Ondan sonra açıklama yapsın.”
Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) Genel Sekreteri Hasan Şen ise valiliğin yangını yok saydığını belirterek, “Yıllardır temel hak ve özgürlükleri yok saydıkları gibi bunu da yok sayıyorlar” diyor.
DEDEF Genel Sekreteri ayrıca Greenpeace başta olmak üzere çok sayıda ekoloji ve çevre örgütünün kentteki orman yangınına sessiz kalmasına da tepkili.
Greenpeace’in ‘Bölgede politik bir mesele var biz taraf olamıyoruz’ dediğini söyleyen Hasan Şen, “Esasen doğanın korunması politiktir” diyor:
“Bizim zaten Greenpeace’den beklentimiz yok. Onların maskeleri yıllar önce düştü. Greenpeace, Tema, Doğa Derneği gibi sermaye tarafından beslenen kurumların ekoloji mücadelesine katabilecekleri hiçbir şey yok. Bunlar ortaya çıkabilecek ekoloji mücadelelerini bastırmak için oluşturulmuş kurumlardır. Onların hizmet ettikleri yer bellidir. O vakıfların mütevelli heyetinde olanlar bugün Dersim’de baraj yapmak isteyen, maden çıkarmak isteyenlerdir. Zaten hem orayı isteyip hem oranın ağaçlarını korumak tezattır.”
Dersim’in altın, bakır ve birçok madenin tespit edildiği yerlerden biri olduğuna dikkat çeken Şen, bu alanların sermaye ve rant için yakıldığı görüşünü de paylaşıyor.
Şen, Dersimlilerin ‘seferberlik ruhuyla orman yangınlarının söndürülmesi konusunda çaba sarf etmesi gerektiğini’ söylüyor.
Yangın bölgesine gidenKürt siyasetçiler ise orman yangınlarından insanların, yaban hayvanların ve birçok bitki türünün zarar gördüğünü yineledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Demokratik Kongresi’nden (HDK) oluşan heyet bölgedeki incelemesi sonrası yangına bir an önce yetkili kurumların müdahale etmesi çağrısında bulundu.
Heyetteki isimlerden HDP Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz, “Dersim’de orman yangınları ile birlikte bir yaşam yok ediliyor, katliamcı, soykırımcı zihniyet yangınlarla bölgeyi insansızlaştırmak istiyor” dedi.
HDP’li vekil, “Yangınların daha geniş alanlara yayılmaması için girişimlerimiz olacak ve alanda yangını söndürmeye devam edeceğiz” dedi.
Kaynak: Gazete Karınca
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…