Sözcü yazarı Çiğdem Toker, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Politika Kurullarına yapılan atamaları değerlendirdi. Toker, atanan 76 üyenin her birine 11 bin 794 lira maaş verileceğini açıkladı.

Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla, Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki 9 ayrı kurula 76 isim atanmıştı.

Toker’in yazısının tümünü paylaşıyoruz:

“Her paydaşa” kurul üyeleri dahil mi?

Memur maaşları hesaplanırken, Maliye’nin yılda iki kez belirlediği bir aylık katsayı rakamı kullanılıyor.

BÜTÇEDE EN AZ 11 MİLYON TL

Şimdi basit bir hesap yapalım.
Her ne kadar, miktarın artabileceği yazsa da biz kararnamede tanımlanan çarpma işlemindeki “gidiş yolu”na bakalım.
Cumhurbaşkanı’na bağlı  çalışacak olan dokuz kuruldaki her bir üyenin yıllık maaşı 141 bin 528 TL ediyor.
76 kurul üyesinin Cumhurbaşkanlığı bütçesine bir yıllık maliyeti ise 10 milyon 756 bin TL (Bu tutar yalnızca maaşlara ilişkin).
Yani 2019 bütçesine kurul üyelerinin maaşı için en az 11 milyon TL ödenek eklenmesi gerekiyor.
Öte yandan bakanlık sayısını azaltmakla övünüp, “mali disiplin” havası yayarken, “alan çakışması” yaşanacağı kaçınılmaz (ki kararnamede bu ihtimal var bile) dokuz kurul tasarrufu eksen alan “topyekun mücadele”nin neresinde konumlanıyor?
Bu kurullar politika önerileri geliştirecekse bakanlıklar ne güne duruyor?
“Yürütme hızlanacak” diye kurulan sistemin yeni bürokrasiyle  ağırlaşmayacağının garantisi nedir?

“MEVZUBAHİS VATANSA”

Kimdir paydaş? Sokaktaki kuaför ile hisseleri borsada işlem gören hazır giyim holdinginin paydaşlığının niteliği aynı mıdır? Yeni havalimanı inşaatında ayakta yaralar açan tahtakurularına itiraz edip müteahhitlere karşı “Köle gibi çalışmayız” diyerek sesini yükseltti diye cezaevine gönderilen işçinin ücretiyle, politika kurulu üyelerinin aylıkları “aynı taşın altına” mı girmelidir?
Bizim kuşağın çocukluk dönemi, Orhan Gencebay plaklarının ülkeyi sarstığı yıllara rastlamıştır. O yüzden belki, Bakan Albayrak’ın “elini taşın altına sokmak”sözünü dinlerken, yeni kurullar listesindeki pek çok ismin bu aylıklara ihtiyacı olup olmadığını kendime sorup Gencebay’ın “Yokluk” şarkısının dizelerini hatırladım:
“Ben yokluğu yalnız bende sanırdım
Meğerse ne yokluk çekenler varmış
Derdimi herkesten fazla sanırdım
Yoklukla yaşarken ölenler varmış.”

★★★

Böyledir işte şarkılar. Kimi zaman çağlar ötesine mektuptur.
Döner size sorularla geri gelir:
Her paydaşa kurul üyeleri dahil mi?

Kaynak: Sözcü

 

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…