Çiftçi-Sen Brezilya’dan getirilen sığırlarda şarbon hastalığına raslanması üzerine bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada ” ülkemiz, özelleştirmeler öncesi hayvan ve hayvansal ürünler konusunda kendine yeterliydi, hayvan ve karkas et ihracatı bile yapabiliyordu. Aynı zamanda hayvan sağlığı ve hayvansal ürün denetimi etkin biçimde yapıldığı için vatandaşa sağlıksız gıda paniği yaşatılmıyordu.” ifadelerine yer verildi.

Açıklama şöyle:

Brezilya’dan getirildiği ifade edilen 4 bin hayvandan 50 adedinin şarbon hastalığı nedeniyle öldüğü basına yansıdı.

Kurban Bayramı öncesi Ankara’nın Gölbaşı İlçesi Ahiboz Mahallesindeki çiftliklerde görülen hastalık nedeniyle bölge karantinaya alındı.

Yani ithal edilen hayvanlarla birlikte hastalık ithal edildiği , ediliyor olduğu gözler önüne serildi.

Neoliberal tarım politikalarını uygulamak için yarışan hükumetler, hayvan yetiştiricilerine dayanak oluşturan Et ve Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu ve Yem Sanayini özelleştirdikten, otlak, mera ve yaylaların kullanımını sınırlandırdıktan sonra ülke halkını besleyecek hayvan ve hayvansal ürünlerde yeterli olmaktan çıktı. Hükumetlerin ülkenin iklim ve mera durumuna uygun olan koyun yetiştiriciliği yerine ithal sığır yetiştiriciliğini destekleme politikaları sonucu hayvan ithalatının yanı sıra yem de ithal etmek zorunda bırakıldık. En nihayet 2010 yılından bu yana net hayvan ithalatçısı bir ülke konumuna getirildik.

Oysa ülkemiz, özelleştirmeler öncesi hayvan ve hayvansal ürünler konusunda kendine yeterliydi, hayvan ve karkas et ihracatı bile yapabiliyordu. Aynı zamanda hayvan sağlığı ve hayvansal ürün denetimi etkin biçimde yapıldığı için vatandaşa sağlıksız gıda paniği yaşatılmıyor du.

Sığır yetiştiriciliği yerine koyun yetiştiriciliği, ithalat yerine üretim desteklenerek hayvancılıkta tekrar yeterliliğin yakalanması mümkün iken, AKP hükumetlerinin ithalat politikasında ısrar etmesi ve etmeye devam etmesi ülkemizdeki hayvan sayısını sürekli düşürüyor.

Sonuç olarak, hayvancılıkta kendi iç dinamiklerimizin , otlak, mera ve yaylalarımızın kullanılması ve gerçekliğimiz olan koyun yetiştiriciliğinin terk ettirilmesi bu sonuçları doğurdu. Hayvan yetiştiriciliğinden hayvan ithalatına geçildi. Hayvan yetiştiriciliği bitirilerek çiftçiler zor durumda bırakıldı. İthalat ve iç tüketimi yeterince kontrol edilmeyerek vatandaşlara hayvansal ürünler konusunda panik üstüne panik yaşatıldı, yaşatılmaya devam edilmekte.

Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu olarak diyoruz ki;

– Hayvan yetiştiricilerini destekleyecek, girdileri ve hayvan ile hayvansal ürünler piyasasını düzenleyecek kamu kurumları tekrardan oluşturulmalı.
– Sığır yetiştiriciliği yerine gerçekliğimiz olan koyun yetiştiriciliğine dönülmeli.
– Meralar ıslah edilerek, özgür mera hayvancılığına dönülmeli.
– İthalat yerine, hayvan yetiştiriciliği desteklenmeli.
– Hayvan sağlığı ve hayvansal ürün denetimi etkin bir biçimde yapılandırılmalıdır.

Kaynak: Vegaste

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…