Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı-WWF kirlilikle mücadelesini sanayi işbirliği ile yürütmeye devam ediyor. Mayıs ayında gündeme getirilen ‘Tekstil Sektöründe Temiz Üretim’in Yaygınlaşması’ hareketi Güney Ege Kalkınma Ajansı (GEKA),WWF- Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) ve H&M grup işbirliği ile Büyük Menderes Havzası’nda su kaynaklarının korunması hedefli ‘Tekstil Sektöründe Temiz Üretim Rehberi’ projesinin tanıtımını yaptı. Denizli Organize Sanayi Bölgesi’nde düzenlenen toplantıya GEKA Genel Sekreter Vekili Özgür Akdoğan, WWF Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı Genel Müdürü Aslı Pasinli, H&M Bölge Sürdürülebilirlik Müdürü Julia Bakutis, Denizli Sanayi Odası Başkan Vekili Selim Kasapoğlu, Denizli Organize Sanayi Bölge Müdürü Ahmet Taş ve yetkililer katıldı. Doğa mücadelesi veren demokratik kitle örgütleri, STK’lar, sendikalar, halk ne yazık ki yoktu.

Hazırlanan projenin amacı şu şekilde tanımlandı: ”Tekstil üretiminde kaynak verimliliğinin sağlanması ve sektörel su risklerine karşı önlem alınmasında tekstil üreticilerine ışık tutması”

Mayıs ayında olduğu gibi önce kirlilik gerçeği paylaşıldı, kirletenlere tek söz söylenmeden… WWF Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı Genel Müdürü Aslı Pasinli; “42 noktada su kalitesi ile ilgili ölçümler yaptık. 19 noktada kirliliğin çok ileri dereceye vardığını tespit ettik” dedi.

10 seneye yakın süredir Büyük Menderes Havzası’nda çalışmalar yaptıklarını aktaran WWF Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı Genel Müdürü Aslı Pasinli; “42 noktada su kalitesi ile ilgili ölçümler yaptık. 19 noktada kirliliğin çok ileri dereceye vardığını tespit ettik. Büyük Menderes Havzası uluslararası arenada da çok önemli bir havzadır. 5 tane uluslararası öneme sahip sulak alana ev sahipliği yapıyor. Tekstilin canı burada ve çok ciddi su riskleriyle karşı karşıyayız. Bunun için bizim çağrımız; tekstil sektöründeki tüm firmaların temiz üretim yatırımlarını gerçekleştirmesidir. Bir vanayı değiştirmekle bile çok ciddi tasarruflar sağlanabiliyor. Finans kurumlarıyla ve GEKA ile işbirliği içerisindeyiz. Fizibilite destekleri mevcut. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla iş birliği yapıyoruz. Yatırımların gerçekleşmesi için bilinçlendirme ayaklarından ilki olan temiz üretim hareketinin rehber lansmanını gerçekleştiriyoruz. Rehber; temiz üretim nedir, neler yapılabilir, firmalara örnekler ve yapılabilecek kimyasal değişiklikler ile ilgili yönlendirmeleri içeriyor. Rehber bütün dünyada kullanılmak için hazırlandı, İngilizceye de çevrildi ve diğer ülkelerde de lanse edilecek” diye konuştu.

“YÜZDE 20 SU, ENERJİ VE KİMYASAL TASARRUFU SAĞLANACAK”

Bölge Müdürlüğü olarak ‘Tekstil Sektöründe Temiz Üretimin Yaygınlaştırılması’ hareketini her konuda desteklemeye devam ettiklerini belirten Denizli OSB Bölge Müdürü Ahmet Taş şunları aktardı: “Yönetim Kurulumuz bu konuda bizim yapacağımız her türlü çalışmanın içinde olup, desteğini esirgememektedir. Bilindiği üzere Denizli ihracatının yaklaşık 4’te 1’i Organize Sanayi Bölgemizde gerçekleşmektedir. Bölgemizde üretilen ürünlerin yüzde 75 civarındaki kısmı tekstil sektörüne aittir. Özellikle boya, apre işletmelerinde çok ciddi oranda su tüketimi söz konusudur. Bölgemizde ortalama aylık 1 milyon 400 bin metre küp su tüketimi gerçekleşmektedir. Bu miktar yer altı su kaynakları ve deşarj noktasından itibaren dere ve ırmaklar için önemli bir miktardır. Biz sanayicilerimiz olarak 1997 yılından beri Merkezi Atıksu Arıtma Tesisi aracılığı ile atık su arıtımını gerçekleştirmekteyiz. Ancak son yıllarda rekabet ortamının artmasıyla sanayicilerimizin ihracat miktarlarını artırabilmeleri için birim maliyetlerini düşürmeleri gerekmektedir. Burada su miktarının azaltılması, boya ve kimyasalların otomasyon sistemi aracılığıyla daha uygun miktarlarda kullanılması, söz konusu kirliliğin azalmasında büyük rol oynayacaktır. Bu yüzden ‘Tekstil Sektöründe Temiz Üretimin Yaygınlaştırılması’ hareketi çok önemlidir. Sanayicilerimizin bu konuda yapacağı yatırımlar 1 – 3 yıl arasında kendilerine dönecektir. Toplam 12 milyon Euro’ya yapılacak yatırımla yüzde 20 su, enerji ve kimyasal tasarrufu sağlamak mümkündür. Bunun karşılığı 10 milyon Euro’dur.”

Taş’ın demecinin çevre kirliliğinden çok ekonomik verimlilik merkezli olduğu görülüyor. Daha verimli alternatif bir proje geldiğinde temiz üretim ile ilgili dertlerinin olmadığını söylersek çok yanılmış olmayız. Nitekim projeye dair değerlendirmelerde bulunan Denizli Sanayi Odası Başkan Vekili Selim Kasapoğlu da çevre kirliliğinden çok rekabet edebilme olanaklarını dile getirdi; “Denizli için çok önemli bir toplantı. Büyük Menderes Havzası’nda yapılan üretimin daha temiz, çevreye daha az zararlı hale nasıl getirilebileceğine odaklanıyoruz. Bu çerçevede odak noktamız; tekstil ve boya sektörü. Bu sektörlerde daha az enerji ve su tüketerek nasıl üretim elde edebiliriz ve bu şartlarda nasıl rekabet edebiliriz konularında firmalara yön göstermeye çalışıyoruz.”

Her nedense Doğal Hayatı Koruma Vakfı dışında Menderes havzası için mücadele eden Ege bölgesindeki çok sayıda doğa savunucu kuruluş, demokratik kitle örgütü, inisiyatif ve kişiler ”temiz üretim” hareketinin içinde yer almadı. Hareket’in dikkat çeken bir kısmı da Menderes Havzası’nı yok eden sanayi kuruluşları aleyhine konuşmaktan kaçınması. Bu hareketi kısaca bir tanıtalım:

‘Tekstil Sektöründe Temiz Üretim’in Yaygınlaşması’ hareketi

03 Mayıs 2018, Denizli. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) ve Güney Ege Kalkınma Ajansı (GEKA), Büyük Menderes Nehri’nde kritik seviyelere ulaştığı tespit edilen kirliliğin önüne geçmeyi hedefleyen, ‘Tekstil Sektöründe Temiz Üretim’in Yaygınlaşması’ hareketini duyurmuştu. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan üst düzey yetkililerin ve Denizli Valisi Hasan Karahan’ın katılımıyla gerçekleştirilen lansman toplantısı; küresel ve ulusal tekstil markaları, finans kurumları ve yerel paydaşları bir araya getirmişti. Hareketin yaygınlaşmasına destek verenler arasında Boyner Grup, H&M ve Inditex markaları da bulunuyor. Söz konusu küresel markalar  iş ortaklarını sürece dahil olmaya teşvik ederken, lansman toplantısına katılımlarıyla da desteklerini ifade ettiler. Toplantıya ayrıca bölgede Temiz Üretim dönüşümünün öncüleri olan Akürün, Altınbaşak, Aslıteks, Ata Tekstil, Doksan Tekstil, Ekpen Tekstil ve Gamateks firmaları da katılmıştı.

Proje kapsamında, sektöre yönelik Temiz Üretim eğitim çalışmaları yapılıyor ve  tekstil üreticilerinin iyileştirme amaçlı projelerine teknik ve finansal destek sağlanıyor. Harekete destek veren Garanti Bankası, üreticilerin dönüşüm projelerini, bu programa özel indirimli faiz oranıyla destekliyor. Banka sağlayacağı faiz indirimini herhangi bir uluslararası kalkınma bankası fonu kullanmadan kendi kaynaklarıyla gerçekleştiriyor. H&M’in Bölge Sürdürülebilirlik Müdürü Julia Bakutis, şirketin kaynak verimliliği ve temiz üretim programları çerçevesindeki çalışmalarının, tedarik zincirinde yer alan iş ortaklarının su tüketimini azaltmalarına yardımcı olmaya devam ettiğine dikkat çekiyor. Bakutis, “2017 yılında, su tüketimini küresel ölçekte 7.82 milyon m3 azaltan H&M grup Temiz Üretim programıyla, Bangladeş, Çin, Endonezya, Hindistan ve Türkiye’deki 270 üretim biriminde 2.636 çalışanı eğitti. Büyük Menderes Havzası’nda da, ortaklarımızı su koruma stratejimize katkıda bulunmaya teşvik ediyoruz. WWF-Türkiye ile işbirliğimizin, temiz üretime yönelik değişim sürecini kolaylaştırıcı etki yaratacağına inanıyoruz. Rehberin, bu değişim sürecini bizimle birlikte yaşamak isteyen tekstil şirketleri için faydalı olmasını diliyor ve hepinizi bu anlamlı yolculukta yanımıza bekliyoruz.”

Hareketin amacını GEKA Genel Sekreter Vekili Özgür Akdoğan şu şekilde açıklamıştı:

“Büyük Menderes Havzası’nın 3.5 milyar dolarlık sanayi ihracatının yaklaşık %50’si tekstilden sağlanmaktadır. Türkiye’nin en büyük 500 firmasından 10’u havza sanayinin merkezi olan Denizli’de bulunmaktadır. Havza ihracatının % 80’ini sağlayan il, Türkiye’de ihracat sıralamasında 8. sırada. Ancak diğer sektörlerde olduğu gibi tekstil sektörü de su sorunları ile karşı karşıyadır.”
Temiz Üretim’in yaygınlaşmasının Denizli ve Türkiye için elzem olduğuna değinen Akdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Tekstil sektörü, boyama ve apre işlemlerinde yüksek miktarda su kullanımı nedeniyle özellikle hassas konumdadır. Birçok uluslararası alıcı için tedarik zincirinde kaynak verimliliği öncelikli hâle gelmiştir. Bu hususlar göz önüne alındığında, Denizli’nin küresel rekabet gücünün korunması için Temiz Üretimin yaygınlaşmasının elzem olduğunu düşünüyoruz.”

WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli ise, Denizli’de atılan adımla diğer sektörlere, havzalara ve dünyaya örnek olacak büyük bir dönüşümü hedeflediklerini vurgulamıştı:

“104 ülkenin dahil olduğu WWF küresel ağında Su Koruyuculuğu kapsamında önceliklendirilmiş 15 havza var. Biz çalışmalara başlamış 6 havzadan biriyiz. Bu hareketin yaygınlaşmasına verilecek destek, çocuklarımıza bırakacağımız pırıl pırıl akan nehirlerimiz için çok kıymetli. Biz gönülden inanıyoruz ki, her büyük dönüşüm, küçük bir hareketle başlar ve birlikte her şey mümkün. Hedefimiz tekstil sektöründe Temiz Üretim’e geçişe aracılık ederken aynı zamanda Türkiye’ye örnek olacak bir modelin ortaya konması, ancak bunu yaparken de ekonomik sürdürülebilirliğin sağlanması ve sektörel rekabetin korunması. Uluslararası öneme sahip Bafa Gölü ve Büyük Menderes Deltası gibi sulak alanlarımızın korunması da ancak bu şekilde sağlanabilir. Toplam 12 milyon Euro’ya varacak yatırımla yıllık, %20’ye varan su, enerji ve kimyasal tasarrufu sağlamak mümkün; bunun maddi karşılığı ise 10 milyon Euro. Yapılacak yatırımların 1-3 yıl gibi bir sürede geri kazanılması öngörülüyor.”

Kaynak: Denizli Gazetesi ve WWF.org

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…