Novamed’li kadınların bir yılı aşkın süren hak arama mücadelesi kitap oldu. Düşük ücret verilmesi, hamileliğin takvime bağlanarak sıraya konulması, tuvalete gitmenin önce yasaklanması, sonra dakikalara bağlanması, kadınların aybaşı dönemlerinin sorun olması gibi nedenlerle 83 kadının başlattığı direniş, 448 gün sürmüş ve üç yıllık toplu iş sözleşmesi imzalanarak sonlanmıştı.
Türkiye hem diyaliz bakımının sağlandığı hem de diyaliz ürünlerinin üretilip pazarlandığı dünyadaki birkaç ülkeden biri. Kronik böbrek yetmezliği olan bireyler için dünyanın önde gelen ürün ve hizmet sağlayıcılarından olan, Avrupa’da on iki tesisi, 45 ülkede yapılanması bulunan FMC, Türkiye’de 1996’dan beri faaliyet gösteriyor. Almanya merkezli Fresenius Medical Care (FMC) ülkemizde verdiği hizmet kadar kadın işçilerinin bir yılı aşkın sürdürdüğü grev sayesinde de tanınıyor.
FMC’ye bağlı olarak 2000 yılından beri Antalya Serbest Bölgesi’nde faaliyetini sürdüren Novamed’te, Petrol-İş Sendikası’na üye 83 kadın işçi, maruz kaldıkları saldırıları bertaraf etmek, sendikalaşma haklarını savunmak için 26 Eylül 2006’da greve çıktı. Bir yılı aşkın süren grev kadınların direniş ve örgütlenme deneyimlerini, hak arama mücadelelerini gelecek kuşaklara aktarmak açısından oldukça önemli bir grevdi. Sosyolog Feryal Saygılıgil bu direnişi, “Bir Kadın Grevi Serbest Bölge’de Kadın Olmak” ismiyle kitaplaştırdı. Güldünya Yayınları’ndan çıkan kitap raflardaki yerini aldı.
“Patriyarkaya Yaklaşım”, “Sınıf Analizinin ve Deneyiminin Önemi”, “Emek, Görünmeyen Emek”, “Sermaye ile Patriyarka Birlikteliği”, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Kadın İşçilerin Durumu”, “Türkiye’de Kadının İşgücü Piyasasındaki Durumu”, “Kadın İşçi Sendika İlişkisi” gibi konuların ele alındığı kitapta, serbest bölgelerde çalışan kadınların örgütlenme deneyimleri, direniş stratejileri de aktarılıyor. Fabrikada kadın olmaktan meslek hastalıklarına, vardiyalı çalışmaktan işçilerin hayallerine kadar pek çok konuya mercek tutan Sosyolog Saygılıgil direnişi kitaplaştırma sürecini ise kitabın girişinde şu cümlelerle aktarıyor:
Petrol-İş Kadın Dergisi’nde Novamed’de çalışan kadınlarla yapılmış bir röportaj çıkmıştı. Oraya giderek grevdeki işçilerin deneyimlerini belgelemeyi, onlarla sohbet etmeyi çok istiyordum. Sinemacı Güliz Sağlam ile birlikte işçilerle görüşmek için Antalya Serbest Bölgesi’ne gittik. Grevin 141’inci günüydü ve iki gün boyunca grevdeki kadınlarla sohbet ettik, çekim yaptık. Bu çekimlerden on iki dakikalık, Novamed Direnişi isimli bir belgesel hazırladık. Novamedli grevci kadınların deneyimini doktora tezim olarak belirlemem de bu sürece dayanmakta. Böylece hem yazılı hem de görsel olarak Antalya Serbest Bölge’de yaşanan bu önemli deneyimi aktarabilecektim. Bu arada Türkiye’deki diğer Serbest Bölgelerde yaşananları, çalışma koşullarını da merak etmeye başlamıştım. Serbest bölgelerde çoğunlukla kadın işçilerin çalıştırıldığını, yedek işgücü ordusu, ucuz işgücü olarak görüldüklerini, dünyadaki pek çok yerde Serbest Bölgelerde işgücünün kadınlaştığından haberdardım. Acaba Türkiye’de nasıldı? Çalışma koşulları ne durumdaydı? Kadın işçilerin deneyimlerinden ne sonuçlar çıkarabilirdim? İşte ilk bu sorularla çalışmaya başladım.
Novamed grevinin önemi, Türkiye’deki serbest bölgelerde başarıya ulaşan ve toplu iş sözleşmesi imzalanan ikinci grev olması. Bu grevi ayrıcalıklı kılan bir diğer özellik ise “kadınların grevi” olması. Türkiye’den ve dünyadan birçok kadın örgütünün, feministlerin, sendikaların, konfederasyonların, siyasi partilerin destek verdiği bu grevin sebepleri ise kitapta şöyle özetleniyor:
Ücretlerin FMC’nin diğer fabrikalarına göre çok düşük olması, hamileliğin bir takvime bağlanarak sıraya konulması, tuvalete gitmenin önce yasaklanması, sonra dakikalara bağlanması, kadınların aybaşı dönemlerinin sorun olması, çalışma saatlerinde on beş dakika dinlenme arası, yirmi beş dakika da yemek molası verilmesi, yemeklerin kötü olması, çalışan iki kadının konuşmasının sadece çalışma saatlerinde değil, servis araçlarında bile yasak olması, servis araçlarının sayısının kısıtlı olması, akort çalışma nedeniyle pek çok kadında “Karpal-Tunel” Sendromu, zehirli solüsyonlar soludukları için solunum yolu hastalıkları gibi meslek hastalıklarının oluşması, kadınların iş dışındaki yaşamlarına işverenin müdahale etmesi…
Altı ayrı bölümden oluşan kitapta, tehlikeli kimyasallarla çalıştıkları halde maske altından konuşup örgütlenmesinler diye işçilere maske dağıtılmadığından, kadın işçilerin evlenmek için işverenden izin almak zorunda olduklarından hatta “Ertesi gün işe geleceksiniz, yemeğinizi yiyip yatın” denildiğinden de bahsediliyor.
İlk olarak 2010 yılında, İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları’ndan Kâinatta Bir Nokta isimli kitabı kaleme alan Saygılıgil, Güliz Sağlam’la birlikte 2009’da Desa direnişindeki kadınları konu alan Kafesteki Kuş Gibiydik, 2010’da da Bölge ve Kadınlar Grevde isimli belgeselleri çekti. Beyhan Uygun Aytemiz’le beraber Gülebilir miyiz Dersin? Tezer Özlü Kitabı’nı yayına hazırladı. Toplumsal Cinsiyet Tartışmaları (Dipnot, 2016) ve Kadınlar Hep Vardı (Dipnot, 2017) isimli derleme kitapları da bulunan Saygılıgil, aynı zamanda Duvar Dergisi’nin yayın kurulu üyesi.
Kitap hakkında
Bir Kadın Grevi Serbest Bölge’de Kadın Olmak
Güldünya Yayınları, 2018
Yazar: Feryal Saygılıgi
Yayına hazırlayan: Beril Eyüboğlu, Beyhan Demir
Kapak ve kitap tasarım: Minife Yıldızhan
Sayfa sayısı: 239
Güldünya Yayınları Basın Danışmanı:
Mehtap Doğan 535 740 84 98 & [email protected]
Sendika.Org
Kaynak: Sendika.org
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…