Denizli’de Eğitim Sen Şubesi tarafından düzenlenen anmaya KESK, DİSK ve TMMOB destek verdi. “Ankara’nın hesabı sorulacak”, “10 Ekim’i unutma, unutturma”, “Katiller halka hesap verecek” sloganlarının atıldığı anmada basın açıklamasını Eğitim Sen Denizli Şubesi Başkanı Mehmet Dede yaptı. Dede, “Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, acımız azalmayacaktır. Demokrasiyi yok etmeye yönelik darbe girişimi önlenirken alınan önlemler, demokrasiyi yok etmeye yönelik olmamalı, demokrasinin önünü açmalıdır. Bugün gazeteleri, televizyonları, radyoları susturarak, demokratik eylemleri engelleyerek demokrasi kurduğunu iddia etmek, demokrasicilik oynamaktan başka bir şey değildir. Bizler demokrasi istiyoruz, şeffaflık istiyoruz. Basının ve demokrasi güçlerinin değil, demokrasiyi yok etmek isteyenlerin yargılanmasını, 10 Ekim ve diğer katliamların sorumlularının yargılanmasını istiyoruz” dedi
**
10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren 102 yurttaş için katliamın 2. yılında Türkiye’nin dört bir yanında anma etkinlikleri düzenleniyor. Alanlara çıkan yurttaşlar katliamın göz göre geldiğinin altını çizerek yargılamaya adeta barikat çeken siyasi iktidara tepkilerini dile getirdi. Yaşamını yitirenlerin barış ve demokrasi taleplerinin takipçisi olduklarını vurgulayan yurttaşlar bu talepleri gerçekleştirmek için mücadeleyi sürdürdüklerini söyledi.
Siyasi iktidar ise 10 Ekim Katliamına ilişkin tutumunu anmalara saldırırak bir kez daha ortaya koydu. Ankara’da katliamda yaşamını yitirenlerin ailelerine gaz sıkıldı, plastik mermiyle saldırıldı. Saldırı sonrası İnşaat Mühendisleri Odası konferans salonunda anma yapmak isteyen ailelere de saldırı gerçekleştirildi. Aileler içeride mahsur kaldı. Duruma tepki gösteren 10 Ekim Barış ve Demokrasi Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, “Biz iki yıldır acımıza saygı göstermeyen hükümet, valilik ve emniyetle karşı karşıyayız. Her ay anma yaparken bir şey olmuyordu da şimdi ne oldu” diye sordu. Kızılay’da ise katliamda yitirilenler için yapılan anıt kırıldı. İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenen anma etkinliğine yapılan saldırıda ise en az 50 kişi ters kelepçe ile gözaltına alındı.
10 Ekim Ankara Katliamı’nın ikinci yıl dönümünde, İstanbul Kadıköy’de katliamı unutturmamak, yaşamını yitirenleri anmak için binlerce yurttaş toplandı.
İstanbul Emek ve Demokrasi Koordinasyonu çağrısıyla Kadıköy Beşiktaş İskelesi’nin karşısında bir araya gelen kalabalık, 10 Ekim 2015’te Ankara’da yaşanan canlı bomba saldırısında yaşamını yitirenleri andı. Ankara Katliamında hayatını kaybedenlerin fotoğraflarını taşındığı eylemde “Unutturmayacağız, affetmeyeceğiz” yazılı pankart açıldı. Eylemde yaşamını yitirenlerin isimleri okunarak “Yaşıyor” denildi. Ellerinde “Katili Tanıyoruz” dövizleri taşıyan kitle “Devrim şehitleri ölümsüzdür”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “10 Ekim’in hesabı sorulacak”, “Direne direne kazanacağız”, “Saray savaş, halklar barış istiyor” sloganları attı. Polis aracından “Attığınız sloganlara dikkat etin, sloganlar suç teşkil ediyor, yoksa müdehale edeceğiz” denildi, kitle yuhalayarak tepki gösterdi.
Anma etkinliğine DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, KESK, TTB ve TMMOB yöneticilerinin de içinde olduğu çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş ve çok sayıda siyasi parti temsilcisi katıldı.
10 Ekim Ankara Katliamı Kadıköy’de lanetlendi (Fotoğraf: EVRENSEL)
10 Ekim Dayanışma Derneği adına hayatını kaybeden Dicle Deli’nin babası Faik Deli konuşma yaptı. Deli, Ankara Garı önündeki meydanın adının “10 Ekim Emek Barış ve Demokrasi Meydanı” olarak değiştirilmesini ve bu meydanda 10 Ekim’in taleplerine uyumlu bir anıtın yapılmasını talep etti. Deli, “10 Ekim yaralıları ile kamuoyunun dayanışması gerektiğini ve bu yaraların hepimizin yarası olduğunu belirtmek istiyoruz. Emek, barış ve demokrasi için bedenlerini siper ederek bedel ödeyenleri asla yalnız bırakmamalıyız” dedi.
Katliamın üzerinden yıllar geçmesine rağmen ne yitirdiklerinin acısının geçtiğini ne de yaralıların yaralarının dindiğini söyleyen Deli, destek çağrısında bulundu: Annesini, babasını, evladını yitiren biz 10 Ekim Barış ve Demokrasi Derneği ailesi, bu onur dolu acı yükü taşımaya devam ediyoruz. Bu ülkenin daha demokratik ve barış dolu bir emek ülkesi olması için bedel verenlerin ailesi olarak, bizler bugün burada ve her ayın 10’unda, demokratik ve barış dolu bir emek ülkesi için bedel verenlerin ailesi olarak demokratik kamuoyu, siyasi partiler, sendikalar ve diğer tüm kurumlardan destek bekliyoruz.
Baba Deli, son olarak, “Adalet, barış yoksa demokratik mücadele de yoktur. Onlar emeğin, barışın ve demokrasinin ülkesini kurmak için yollara düştüler ve bugün bu yolun düş yolcuları oldular. Anıları mücadelemize ışık olacaktır” ifadelerini kullandı.
Daha sonra DİSK Genel Başkanı Kani Beko söz aldı. Katliamda hayatını kaybedenlerin anarak söze başlayan Beko, “İşçilerin, kamu çalışanlarının, emekçilerin olmadığı yerde barıştan, kardeşlikten, demokrasiden söz edilmez. Bunları sağlamak için o gün yola çıktık. Öncelikle eşitlikten, demokrasiden sendikal hak ve özgürlüklerden yana olanlarla birlikteydik. Bunu ifade etmek için Ankara’da bir araya geldik. Birlikte olmaktan başka çaremiz yoktu. Ama Ankara’daki katliamdan bizim dışımızda devlet yetkililerinin haberi varmış” dedi. Bir an önce dosyanın aydınlanması gerektiğini söyleyen Beko, katiller ile onların işbirlikçilerinin ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi. Beko, “Kenan Evren toprağa gömülürken tek başındaydı. Bu güzelim insanları aramızdan alanlar, bu katliamın yaşanmasına yardım edenler, siz de bir gün toprağa tek başına gömüleceksiniz” diye konuştu. “15 Temmuz darbe girişimi sonrası HDP Milletvekilleri cezaevinde, radyolar, televizyonlar kapatıldı, kamu çalışanları ihraç edildi. Bugün bu arkadaşlarımın gidebilecekleri bir mahkeme yok. Biz birlikte olmak zorundayız” diye konuştu.
Basın metnini İstanbul Emek ve Demokrasi koordinasyonu adına Ekin Çiftçi okudu. Çiftçi, “Bu kadar baskı, şiddet ve hukuksuzluk gücün değil, güçsüzlüğün işaretidir. Egemenler, yağma ve talana dayalı cennetlerini kaybetmemek için topluma karanlığı ve esareti dayatmaktadır. İşçi grevleri yasaklanmakta, müftülüklere resmi nikah yetkisi veren yasa tasarısıyla kadınların mücadeleyle elde ettikleri haklar tırpanlanmakta, eğitim müfredatı, saraya biat edecek nesiller yetiştirilmesini hedeflemektedir. Bunca baskıya, zora rağmen işini geri isteyen Nuriye ve Semih’in direnişi, grev yasaklarını tanımayan işçilerin direnişi, akademisyenlerin, gazetecilerin, milletvekilerinin, kadınların direnişi, referandumda tüm zorluklara, engellemelere rağmen halkın direnişi, yıkılan şehirlere, katledilen çocuk, yaşlı, genç, kadın, erkeklere, insanlara rağmen Kürt halkının direnişi sürüyor. 10 Ekim’de Ankara’da kaybettiğimiz insanlarımızın umutları, hayalleri için direniş sürüyor, sürecek! Katliamın ikinci yılında, kaybettiklerimizin davasının sonuna kadar takipçisi olacağımızı; onları asla unutturmayacağımızı ve katilleri asla affetmeyeceğimizi buradan bir kez daha ifade ediyoruz” dedi.
Anma, “Nuriye Semih yanlız değildir” sloganı ile son buldu. (İstanbul/EVRENSEL)
Birkan BULUT, Tamer Arda Erşin, Selmane ERTEKİN – Ankara
10 Ekim 2015’te Emek, Demokrasi ve Barış Mitingine IŞİD’in canlı bomba saldırısı düzenlemesi sonucu 102 kişinin yaşamını yitirmesi, yüzlerce kişinin yaralanmasının ardından iki yıl geçti. 10 Ekim Barış ve Demokrasi Derneği, TMMOB, TTB, KESK ve DİSK, ikinci yıl dönümünde katliamı lanetlemek ve yaşamını yitirenleri anmak için Ankara Tren Garı önünde saat 10.04’te anma düzenlemek istedi. Ankara Valiliği ise Ankara Tren Garı’na çıkan bütün yolları kapatttı. Valilikle yapılan görüşmeler sırasında ailelerin, kurum temsilcilerinin ve milletvekillerinin anma alanına girmesine izin verileceği belirtildi. Ancak geçen yıl olduğu gibi anma için gar önüne gelenlere polis saldırdı. Polis, saat 09.15’te TRT binasının karşısındaki Opera Köprüsü’nden katliamın olduğu yere gitmek isteyen ailelere biber gazı ve plastik mermiyle saldırdı. Polisin saldırısı Ankara Adliyesi önüne kadar devam etti. İnsanların özelikle gözlerinin hedef alınarak biber gazı sıkılması dikkat çekti.
https://youtu.be/7rbV6mXnOn4
Polis saldırısından sonra 10 Ekim katliamı mağduru aileler, Sıhhiye’den ayrılarak Kızılay’da bulunan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Teoman Öztürk Salonu’na geldi ve burada anma etkinliği yapmak istedi. Aileleri buraya kadar takip eden polis, İMO önünde de saldırdı. Polisin tazyikli su, plastik mermi, ve biber gazıyla yaptığı saldırı nedeniyle bina içine sığınan aileler gaza boğuldu. Ankara Tren Garı ve Kızılay güzergahında çeşitli yerlerde polis saldırısı devam ederken, Güvenpark’ta 7 kişi gözaltına alındı.
Polis saldırısının ardından 10 Ekim-Der, KESK, DİSK, TMMOB ve TTB ortak basın açıklaması düzenledi. Dernek binasında gerçekleştirilen açıklamada konuşan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, yaralılara ve yakınlarını kaybeden ailelere polisin saldırdığını belirterek “Katliamı kınamamız bir kez daha polis vahşeti ile engellendi. Katliamda kaybettiğimiz arkadaşlarımızın ailelerine, yaralılarımıza, bu katliamdan etkilenen ve anmaya katılmak isteyen herkese polis valilik emriyle plastik mermilerle, gazla, kalkanlarla, tekmelerle, hakaretlerle saldırdı. Yüreğinde insan sevgisi ve barış özlemi dolu olan 102 arkadaşımızın katledilmesinin, 500’e yakın arkadaşımızın yaralanmasının acısı yüreklerimizde halen tazeyken bugün öfkemiz daha da arttı” dedi.
“Hepimiz o gün o meydandaydık” diyen Gezen, her türlü istihbarat bilgisine rağmen hiçbir önlem alınmadığı için gerçekleşen patlamaların tanığı olduklarını söyledi. Gezen, kamu görevlilerinin katliamdaki sorumluluğuna değinerek, “Kamu görevlilerine kendi güvenliğinizi alın, alandan uzak durun diyerek patlamalardan haberdar olduklarının, patlamaların yaşandığı alanda yaralıların acilen hastanelere ulaştırılması için önlem almak yerine alanı fişeklerle gaza boğduklarının, geç gelen ambulansların, TOMA’larla alanı yıkayarak delilleri kararttıklarının, müfettiş raporlarında sorumlulukları belirtildiği halde istihbarat bilgisini gizleyen, arama noktaları oluşturmayan, hiçbir güvenlik önlemi almayan, katliamda ihmali ve sorumluluğu bulunan kamu görevlilerine valilikçe soruşturma izni verilmediğinin tanığıyız” diye konuştu. AKP iktidarının katliamda sorumluluğu bulunan siyasileri, kamu görevlilerini tespit ederek yargılanmalarını sağlamak yerine, 10 Ekim’i anmak isteyenlere acımasızca saldırı emri vererek tarafını bir kez daha gösterdiğini belirten Gezen, emek ve demokrasi güçleri olarak katliamlara ve baskılara karşı birlikte mücadele etmek gerektiğini ifade etti.
Açıklamaya TTB Merkez Konsey Başkanı Raşit Tükel, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, DİSK İçanadolu Bölge Temsilcisi Tayfun Görgülü ve 10 Ekim- Der Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun katıldı.
Yaşananları Evrensel’e değerlendiren 10 Ekim Barış ve Demokrasi Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, Ankara Valiliğinin müzakereler sırasında anmaya izin verileceğinin sözünü hatırlatarak, “Zaten bir grup insandık, tek bir noktadan temsilciler olarak girecektik. Bize biber gazı ve plastik mermiyle müdahale ettiler. Kulağım, yüzüm, üstüm her yerim gaz içerisinde kaldı” dedi. Polis saldırısının İMO’da da devam ettiğinin altını çizen Coşgun, “Salona da gaz sıkıldı. Nefes alamadık, daha büyük bir müdahale olmasın diye dağıldık. Biz iki yıldır acımıza saygı göstermeyen hükümet, valilik ve emniyetle karşı karşıyayız. Bin polisle 100 kişinin üzerine biber gazı sıkmakla olmuyor. Biz unutmayacağız ve sineye çekmeyeceğiz. Ölen kişinin yakını sadece bir kişi değil. Hayatın kaybedenlerin sadece yakınlarını almak istese bile en az 600 kişiyi almak zorundalardı. Her ay anma yaparken bir şey olmuyordu da şimdi ne oldu” diye konuştu.
Katliam Ankara Batıkent’te de lanetlendi. “Batıkent Halkı” imzasıyla açıklama yapan vatandaşlar şunları söyledi: “Her yerden her ilden anma için Ankara’ya gelen 10 Ekim mağdurları ve mağdur aileleri ile gerçekleştirmek istediğimiz anma etkinliği polisin müdahelesi ile engellendi. Katliama nasıl müsaade edildiğini , ölmemize nasıl kayıtsız kalındığını hepimiz biliyoruz. Ama artık ölülerimizden bile korkar haldeler. Anmamıza bile izin vermiyorlar. Ama bizler mahallelerimizden iş yerlerimizden büyüyerek , güçlenerek onların üzerine yürümeye devam edeciğiz. 10 Ekim’deki taleplerimizin hala arkasındayız.”
Emek Partisi (EMEP) üyeleri İMO’da yapılan polis saldırısından sonra parti genel merkezinde katliamda kaybettiği üyeleri için anma düzenledi. Katliamda hayatını kaybeden EMEP GYK üyesi Korkmaz Tedik’in babası Erdoğan Tedik, Türkiye’de katliamlar zincirinin 5 Haziran 2015’te HDP’nin Diyarbakır mitingine gerçekleşen saldırıyla başladığını kaydetti. Suruç’ta, Ankara Tren Garı’nda ve Gaziantep’te bir kına gecesinde düzenlenen katliamlarla sürecin devam ettiğini hatırlatan Tedik, muhalefetin 7 Haziran seçimi ve 16 Nisan referandumlarında küçümsenmeyecek bir güç olduğunu gösterdiğini söyledi. Baskılara ve saldırılara karşı birlikte mücadele etme yollarının bulunması gerektiğini belirten Tedik, “Bize düşen görev örgütlenmektir, mücadele etmektir. Gençlik örgütlerinde, partilerde, sendikalarda, derneklerde örgütlenmemiz gerekir. Örgütlü güç, bir güçtür” dedi.
CHP’li milletvekilleri ve bazı aileler de Ankara Tren Garı yakınında basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan CHP Grup Başkan Vekili Levent Gök, yaptıkları görüşmelere rağmen katliamda hayatını kaybedenlerin yakınlarına polisin saldırdığını söyledi. Gar katliamındaki üzüntüyü yeniden yaşadıklarını belirten Gök, ailelerin çocuklarını, babalarının eşlerini anamaz halde olduklarını ifade etti. Bunun Türkiye demokrasisi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne ağır bir darbe olduğunu söyleyen Gök, “Beş dakika sürecek bir anmaya bile izin vermeyen anlayışı şiddetle kınıyoruz. Türkiye’de bir katliamın anması yapılamıyor. Tüm bunlara rağmen diyoruz bu katliamı yapanların yanına kâr kalmayacak” dedi.
CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm de Ankara Garı çevresinde katliamda hayatını kaybedenlerin yakınlarına dönük yaşanan polis saldırısına tepki gösterdi. Meclis Genel Kurulu’nda konuşan TÜM, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “Dünyanın başka hangi ülkesinde anma etkinliği yasaklanır? Bugün Gar çevresinde aldığınız güvenlik önlemlerini 10 Ekim 2015’te neden almadınız?” sorularını yöneltti.
Ailelere biber gazı ve plastik mermiyle saldırıldığını hatırlatan Tüm, İnşaat Mühendisleri Odası’nda yapılmak istenen anmaya dönük saldırıya da dikkat çekti.
Tüm’ün Soylu’ya yönelttiği sorular şu şekilde:
Dünyanın hangi ülkesinde bir katliamın anması yasaklanmıştır?
Hayatını kaybedenlerin yakınlarına saldırının gerekçesi nedir?
Bu saldırılarla ailelere aynı acı tekrar yaşatılmak mı istenmektedir?
Bugün Ankara Garı önünde aldığınız güvenlik önlemini 10 Ekim 2015’te neden almadınız!
Kaynak: Evrensel
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…